--spoiler--
Sonra Mert gitti. Bildiğin gitti. Pasaportunu uzattı polise, sırt çantasını düzeltti şöyle bir, arkasına yarım döndü, hepimize el salladı, sonra bir daha dönerek sadece bana bakıp gülümsedi ve bir daha da arkasına bakmadan yok oldu gitti.
Sadece bana baktı çünkü ben onun odadaki tüm Beşiktaş posterlerini yırtan düşmanıydım. Sadece bana baktı çünkü ben o mahallede dayak yerken balkondan görüp aşağıda çocukların üzerine atlayan dostuydum. Sadece bana baktı çünkü ben onu çok severdim, bana baktı çünkü biz kardeşten de öteydik, bana baktı çünkü ben onu kaç kere polislerin elinden anneme söylemeden kurtarmıştım.
--spoiler--
Bu satırları ile, gerçekten kardeş olabilmeyi başarabilmişlerin gözünden bir damla yaş süzülmesine neden olabilecek türden, Onur Gökşen'in yazmış olduğu kitaptır.
halen okunmakta olan kitaptır. her bölümde(anıda) aile olmayı, kardeş olmayı, bir şehri sevmeyi, zaman zaman her şeye boş vermeyi, özgürce küfretmeyi ve daha bir çok şeyi insanın kafasına kafasına işleyen, okurken kendi çocukluğunuza da bir bakış yaptığınız ve bir garip hüzüne boğulduğunuz, diz üstü edebiyat dizisinin 3. kitabı olup ve stevemcqueen'in kaleminden çıkmıştır. eline ve yüreğine sağlıktır.
Hiç bitmesin istedigim ender kitaplardan biri.Bilmediğin hiç birsey anlatmayan bu kitap seni öyle derinlere götürür ki şaşar kalırsın.Mahalle sıcaklığını,videoyu,renkli televizyonun ilk geldiği zamanları kısacası bildiğimiz fakat zihnimizin bir köşesinde kalan unutulmamış ama bugün hatırlamaya fırsat bulamadigimiz bütün herseyi o tozlu raftan çıkarıp önümüze koyan ve okurken hoşça vakit geçirmemizi sağlıyan Onur Gökşen kitabı.