ya götünüzden laf türetmeyin. böyle bir lafı kimse etmez. bırak milli eğitimin resmi eğitimiyle yetişmişi sokaktaki maldan bile duyma ihtimalin artık çok zor. tersinden yaklaşma metoduyla [ simdi ben buldum ] siyasi ideoloji ve düşünce dünyanı/iktisadi yaklaşımları ortaya dökmeye evet ama fantomluk yapmanın luzumu yok. bu ve buna benzer başlıklar aynı bluevelve adındaki yazarın türbanlı kadınların asla demeyeceği ve yapmayacağı şeyleri yapmış ve demiş gibi düşünüp açtığı başlıklara benziyor. yani ortada olan biten bir bok yok ama bunu argüman olarak kullanıp ucuz kahramanlık yapmak gibi birşey. hayır sözlükte o kadar çok türevleri var ki gördükçe gülüyor , eşeleniyorum , kaşınıyorum. kasıklarım ağrıyor ciddiye almaktan.
savaş çıkarsa bor madenlerinin efektif kullanıldığına inanan gencin dramasını tvlerden takip edelim isterim, üstüne bir de zeki müren de bizi görürse hiç şaşmayacağım sözlük.
abd bize saldırmaz. saldıramaz. bunun sebebi bor madeni değildir. bunun sebebi pazarlamaya çalıştığı demokrasidir. pazarlamaya çalıştığın şeyin kötü olduğuna dair bir knaıt ortaya sunamazsın. o da sunmayacaktır. şimdiye kadar demokrasi ile yönetilen iki ülke savaşmadı. ayrıca türkiye cumhuriyeti; iran gibi ırak gibi dışarda ülkelerden değil. kapitalist enternasyonale sımsıkı bağlı, dünya piyasalarının içinde, dünya bankacılık sisteminin göbeğinde, ekonomisinde motor olarak 4-5 ana sektörü bulunan, dünya siyasal sistemine entegre bir ülkedir. yeni yeni güçlerin ortaya çıktığı, safların yeniden belirlendiği bir dönemde türkiyeyi sikmeye dahi çalışamaz. kızdramaz bile. türkiyede bu ortamda yeni gelin tadında herkese boncuk alıp verebilir. buna da yalakalık denmez; reel politik denir.
bunların ışığında abd türkiyeye saldırmaz. saldıramaz. sen bunu ister gerek yok sömürüyo zaten diye al istersen biz güçlüyüz diye al. nasıl alırsan nasıl anlarsan öyle anla.
Siyasi, kültürel, ekonomik sömürge/işgal nedir haberi olmayan, milli eğitimin uyduruk tarih kitapları ile büyümüş apolitik gençliğin kendilerini kandırmak için kullandığı komedi.
