sanırsınız ki mahalle bakkalı! işte şu söylediklerini dikkatle okuyun. her daim uyanık olması, dünya gerçeklerinin farkında olması gereken, milyonlarca kişinin sorumluluğunu taşıyan bir kişinin olaylara, yapılara, insanlara böyle bakma, itiraf ettiği mülahazalarla değerlendirme kolaylığı olabilir mi? işte bakış açısının kör ön yargılarıyla kısıtlandığını kendisi itiraf ediyor. "bunlar allah diyor, o zaman düzgün insanlar, bizimle aynı yoldalar, şunlar allah demiyor, demek ki yaramaz insanlar..." bu ne ya? bu kadar basit mi? işte hayat, öğrenmeye niyeti olmayana öğretemese bile, hiç değilse gösteriyor neyin ne olduğunu...
sonra "sucukçu muhasebecisi" dediğimde kızıyorlar. sebep? siyasete atılmadan önceki en büyük başarısı bir sucukçuda muhasebecilik makamına yükselmekti. keza eğitim durumu malum... bir millet başına böylelerini layık görüyorsa sonuç elbette böyle olacaktır.
hayır o değil, kuran'da allah ile aldatanlar konusunda uyarı yok mu?
yaşar nuri ömrünce bu konuya değinmedi mi? söz konusu şahıs imam hatip eğitimi almadı mı? bu konuları bilmiyor mu?
sucukçu muhasebecisi'nin görüşünü bulandıran çok husus var. biri de, aynen kuran'da ifade edildiği gibi, kibridir. habire "sizden akıl öğrenecek değiliz. biz biliriz biiizzz" diyen, şehit babasını bile dava edecek kadar büyüklenen (bkz: şehit babasını dava eden başbakan) bir kifayetsiz muhteristen başka ne beklenir ki?
--spoiler--
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
--spoiler--
Çare: atatürk'ün gençliğe hitabesi. Yobazlaşmanın, yobazların bir gün memleketi saracağını ön görerek yazmış olmalı atatürk. Sahi "gençliğe hitabe" neden daha kaldırılmadı, her halde daha hatırlayamamışlar!
akla yüce sucukçu muhasebecisi hazretlerinin (bkz: allah diyen papağan) tarafından kandırılması gibi büyük milli güvenlik risklerimizin olduğunu getiren bahanedir.