Bir dönem üç kıtaya birden hükmetmiş ama teknolojiden uzak kalması ve son dönem padişahların satmayı seven padişahlar olması nedeniyle küçücük bir yarım adaya sığınmak zorunda kalmış imparatorluktur.
Fethettiği hiç bir yerdeki halkın ne diline ne de dinine karışmamıştır. Bu hoş görülü yaklaşımından dolayıdır ki yıkılması daha kolay olmuştur.
Ayrıca insanlardan şöyle şeyler de duyabilirsiniz:
- lan osmanlı zamanında hükmettiği yerlerde ki halkın diline karışsaydı şimdi hiç birimiz cayır cayır ingilizce öğrenmek zorunda kalmazdık.
osmanoğulları anlatılmaz, dinlenir.
öyleyse aç kulaklarını ve sadece dinle.
beni değil, geçmişinin hiç susmayan şanlı sesini dinle.
dinlemeyi ve duymayı öğrendiğin gün,
sana, osmanlıyı anlat diyenlere,
dinle diyeceksin.
altıyüz yılı aşkın bir süre boyunca kıtalara hükmedebilmesinin ardında yatan gerçeği araştırdığınızda; karşınıza çıkan tek ve somut bir değer kalır;
- ahlaki, dinsel ve kültürel tüm değerleri ile himayesindeki etnik topluluklara gösterilmiş hoşgörüdür, onun adı.
bu öylesine bir hoşgörüdür ki bir taraftan hükümranlığını ret eden fener rum patriğini patrikhane bahçesinde asarken, diğer taraftan ayasofya camii'nin ikonlarını tahrip etmeden, yalnızca alçı ile kapatarak, bir kültür hazinesinin bu günlere taşınabilmesini sağlamıştır.
557 yıl önce gerçekleşen bu eylemin önemini ve değerini, himalaya eteklerindeki dev taş heykelcikleri put diyerek parçalayan taliban'ın, hafsalasının dahi alması mümkün değildir.
gücünü büyük ölçüde kaybettiği bir dönemde, ispanya kralı'nın endülüs emevilerine yönelen baskı ve zulmü karşısında var gücü ile çabalamış, başta piri reis olmak üzere en önemli amirallerini; onları, bu baskı ve zulümden kurtarmak, osmanlı'nın kalan topraklarına taşımak için görevlendirmiş ve bu sayede binlerce insanın yaşamını kurtarmayı başarmıştır.
hataları, eleştirilecek yanları yok mudur? elbette ki vardır. yavuz'un, bedevi kültürünün etkisinde kalarak alevilere yaptığı kıyımı affedebilmek mümkün değildir, örneğin. istanbul'da saltanatın sürdüğü sefanın ceremesini, himayesi altındaki insanların cefa çekerek ödedikleri de bir gerçektir.
lakin unutulmamalıdır ki, hükümranlığını kabul eden hiç bir topluluğa zulüm uygulamamış, onlara karşı zulme yeltenenlere de haddini bildirmeyi bilmiştir.
şeyh edebalı'nın şu vasiyeti, osmanlı'nın kuruluşundan-yıkılışına değin temel şiarı olmuştur;
türk devleti değildir. herşeyden önce osmanlı ile bilinen en büyük yanlışlık budur...
bir imparatorluğa için bir milliyet ülkesi olarak bakmak cehaletin gölgesinden başka bişey değildir...
yavuz döneminden sonra hilafetle tamamen tekraitk özelliğe kavuşmuş olan imparatorluk sanıyorsam. toprak bakımından da dünyanın en büyük imparatorluğu değildir...
(bazı sitelerde imparatorluklar haritalarla verilmesine ragmen, objektif liselilerimiz, şekilden çakmadıkları icin ya da ecdadlarının topraklarını bile bilemediklerinden, şiddetle idda ederler en büyük imparatorluk diye)