bize gereken vileda değil vicdandır

entry2 galeri0
    1.
  1. Şimdi bakarsak; hukuk da demokrasi de şüpheli kavramlardır aslında. Hep hakettiğinden fazla saygı görür. Hep ideal olanının çok güzel bir şey olduğu söylenir ama hiçbir zaman idealinin örneğine ulaşılmaz.

    işte o hukuk, 13 yaşında bir kız çocuğunun tecavüzcüleriyle kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğine hükmetti Türkiyede. Artık hukuk ya da insan haklarıyla ilgili konuşacak bir şey kaldı mı, kestirmek çok güç. Anca durumdan haberdar olan milyonlarca insanın küfrüyle konuyu anlatabilmek mümkün.

    Şimdi oturup anayasa mı konuşalım, demokrasi mi konuşalım? Yargı kurumları öyle mi olsun böyle mi olsun? Kanunları tekrar bir gözden mi geçirelim?

    Peki bizim devletimiz ne zaman tüm bunları bir tarafa bırakıp, 13 yaşındaki bir çocuğun sadece bir çocuk olduğunu, onun daha yaşanmamış koca bir hayatı olduğunu içine sindirecek. Nüfus kütüğüne kaydetmekten başka o çocuğu ne zaman kendi kayıtları altına alacak? Bu devlet ne zaman kendi çocuklarına sahip çıkması gerektiğini anlayacak?

    Hatırlar mısınız, Süleymen Demirele Türkiyeyle ilgili bir soru sorulduğu zaman lafa "Türkiye demokratik bir hukuk devletidir" diye başlardı hep. Demokrasi gidip iktidar partisini seçmek, hukuk olan biteni yasalara uydurmak demek çünkü.

    Şimdi de küçük bir çocuğa toplu tecavüzü kanunlara uydurdular.

    Devleti eleştirsen bölücü olursun.

    Hukuk kararlarını eleştirsen hain olursun.

    Ya vicdan? Biz ne zaman vicdanımızı demokrasi ve hukukun önüne koyacağız?

    Şimdi bundan yüzlerce yıl önceki krallıklara, padişahlıklara bir dönüp bakalım. Onların da yasaları vardı. Taç takanın söylediği hukuktu, kanundu işte. Şimdi nasıl köhne, eski ve çağdışı görünüyor değil mi?

    Peki bundan yüzyıllar sonra, bugüne bakan o çocuklar, bugün tecavüze uğrayan çocuklar, bugünün "demokratik hukuk devleti" hakkında ne söyleyecekler? ilkel diyecekler, sapkın diyecekler, vicdansız diyecekler!

    Gelin artık şu demokrasi mücadelenizden, hukuk mücadelenizden vazgeçin. Yetmedi mi çocukların yanan canları? Vicdan için hangi hakimin hakemliğine ihtiyaç var? Görmüyor musunuz? Hayatlar mahvoluyor.
    2 ...
  2. 2.
  3. şimdi ahlak'ın zihinlerde uyandırdığı "dini" vurgunun sebeplerinin ne olduğu pek de önemli değil galiba.

    fakat bir kavramın sadece ve salt ismine sahip çıkmanın pek bir anlamını göremediğimi söylemeliyim.

    aslında bunu derken şunu kastediyorum, ahlak diye bir şey var.

    şu anda ahlak diyince zihinlerde canlanan şeyin ne olduğu ahlakın "aslında" ne olduğundan çok daha önemlidir.

    çünkü, ahlak'ın "aslında" ne olduğuna da, o "aslında" anının tarihsel koşulları karar verir; yahut, o "aslındaya" referans verdiğimiz düşün insanlarının yine günleri koşullarınca şekillenmekten başka çaresi olmayan düşünceleri. bu durumda da, ahlak kavramının "aslında" ne olduğu ile ilgilenmek bana, metafiziğin krizi gibi geliyor.

    sanki, ortodoks ahlakçılık gibi geliyor, nominalizm gibi geliyor. bunun sebebini de kavramak çok zor olmasa gerek; aslında marx'ın dedikleri tamamen doğruydu şu kriz zamanları bir geçsin o zaman teori gerçeği karşılıyor olacak diye solun ikiyüz yılının harcandığını bile bile tutup da bunun çok benzeri bir şeyi anlamsız bir metafizik ortodoksi ile yapmak anlamsızlığın daniskası olmuyor mu? ahlak kelimesine bunca mı ihtiyacımız var? anlamıyorum ki, o yan yana gelen beş harfe bu denli mi muhtacız şimdi biz? iki insanın bir araya geldiği ve etkileşime geçtiği yerde hangi evrensel ilkeye referans veren bir "ahlak" oluşacak. ahlakın o "aslında" olduğu şeye verilen referans hangi mutlak, ideal ilkeye dayanacak onu anlamıyorum. o mutlak/ideal ilke neden tarihten ve toplumsal koşullardan bağımsız olacak? ya da toplumsal koşullar ve tarihten bağımsız bir ilke nasıl mevcut olabilir?

    insanlar arası etkileşimin olduğu yerde bir şey elbette vardır. ama bu ahlak olmamalı, çünkü ahlakın kelime olarak şu anda işaret ettiği metin; üzerine konuşabileceğimiz bir metin değil. gelin insanlar arası etkileşim felsefesi diyelim, başka bir şey diyelim. mutlakçılığa, idealizme batmadan da insanlar arası etkileşimin nasıl olacağına dair birşeyler diyebiliriz sanki? isme bu kadar takılmayalım. ahlak yalan yeaa ne kadar ergen isyanıysa, ahlakı onun şimdiki anlamını üretenlere, mini etek giymeyi tecavüze sebep sayacaklara bırakmamalıyız niye bırakıyoruz da bir sorunsal...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük