klaus wowereit´tan beri (berlin in belediye başkanıdır) kesinlikle almanya´da mutlaka gene olacak bir belediye başkanıdır. batı ülkelerinde bir adamın götüyle ne işler çevirdiğine bakmazlar. londra, paris gibi başkentlerin ta tepesinde gay belediye başkanları olmuştu, ve bu adamlar son derece "beyin" heriflerdi.
sana ne adam pembe don mu giyiyo, poposunun mıncıklanmasından mı hoşlanıyo? senin çöpün atılıyo mu? metron, trenin dakik mi?...
bak paris nüfus olarak istanbul´un yarısından fazladır, ama yüzölçümü olarak istanbul´un onda biri yoktur. demek ki insanlar konserve gibi küçücük minnacık bir alana yığılmışlar. öyle şehrin problemini çözmek büyük problematiktir , üstelik de binalarının yapıtaşlarının yarısından çoğu tarihidir. ne yıkabilirsin, ne görünüşünü değiştirebilirsin.
ama bertrand delanoe şehri büyük ölçüde adam etmiş. o da gay´dir. yani o şehir zaten öyle baştan sona iflah olmaz, ama olabildiği kadar yapmış işte.
sana ne adamın kıçına giydiği donun renginden, pembe bornozundan, kadın kıyafetli seks partilerinden falan...sana ne yapıyo , sen ona bakcaksın.
saçma sapan bir soru.. bir belediye başkanı neden cinsel tercihlerini açıklar ki? onun işinin cinsel tercihle alakası var mı, hem bundan bizene. ben anlayamıyorum "gay bilmem ne olur mu olmaz mı" tartışmalarını. ulan ben hangi tarz memeden hoşlandığımı ulu orta söylüyor muyum. bundan sizene değil mi. insanların sırf marjinal olmak üzere, özgürlük adı altında saçmalamalarına katlanamıyorum.