bugün

tüyleri diken diken eden bir kelam.

ama öyle sanıldığı gibi duyduğumda, korkudan gözlerimin yuvalarından fırlamasına, tansiyonumun 12/8 yörüngesinden çıkıp ötelere doğru yola çıkmasına sebebiyet veren bir kelam değil. aksine yüreğimde kocaman bir tebessüm oluşturan, beni yaradıp da başından atmayan o büyük zata (allah) olan sevgimin katlanmasını sağlayan bir söz ''biz size şah damarınızdan daha yakınız''

şöyle ki; insanlar bu sözden korkarak; ''ulan allah var ya her saniye bizi gözetliyor, olm nefesimiz kadar yakın lan, sıçtık valla!'' gibisinden komik tedirginliklerle bünyelerini fazlasıyla boğuyorlar. oysa ki anlayamıyorlar ki; o bizleri yakamızdan tutup azapla terbiye etmek isteseydi, dünya gibi bir bahane yaratmasına bile gerek yoktu. istediklerini yaratır, alayımızı cehenneme atardı. itiraz edecek mecalimiz bile olmazdı. ama o bunu yapmıyor. o bize azabı da korkutmak için anlatmıyor. haberimiz olsun, verilen emanete daha kadirşinaz davranalım; bütün amacı bu.

işte böyle bir zat allah. ateşe girecek bünyeden çok daha fazla kendi üzülecek bir yaradan. ve bu kelamı anlatıyor ki; izlemek değil bu cümledeki amacı. umursadığını, kaale aldığını anlatmak.

şöyle düşünelim. bir işyerinde çalışıyorsunuz ve sizden çok daha yüksek kademedeki birinin sürekli sizi izlediğini biliyorsunuz. ama bu adamın amacı seni cezalandırmak değil. seni umursuyor yani. ''bakalım yarın ne yapacak, daha kaç tane dibi gözükmeyen dosyanın anasını ağlatacak '' gibisinden soruların sebebi seni gözetlemesi... ne düşünürsün o zaman? korkar mısın? yoksa heyecanlanıp, daha büyük bir aşkla işine mi sarılırsın? sorumluluğunun bilincine varıp, verilen büyük görevin layığıyla üstesinden gelmeye mi çalışırsın?

işte allah da tam olarak bu örnek kabilinden (teşbihte hata olmaz) bizlere bu sözle hitap ediyor. ''sizi umursuyorum, sizi seviyorum, sizin yapacağınız güzelliklerden heyecan duyuyorum. rablerini hatırlayıp, kendi nesilleri için çalışıyorlar'' gibisinden övgülerle bizlere rahmet yağdırıyor. biz farkında değiliz sadece.

artık korkuları bırakın. cehennemi, cenneti bırakın. dünya talibi de ahiret talibi de olmayın. talip olunacak tek gerçek var. yoktan varedici olan, her daim seni umursayıp, gözardı etmeyen, elinin tersiyle itmeyen yüce mevla. iyi ki varsın diyorum sonra ben. çünkü senden korkmuyorum! seni seviyorum!
"andolsun ki insanı biz yarattık ve nefsinin ona neler yapacağını biliriz" diye başlayan kaf suresinin 16. ayeti. doğrusu 'size' değil 'ona' dır. "biz ona şah damarından daha yakınız."
müjdelerin en güzeli. büyük teselli.
bir diğeri için (bkz: duha suresi/#1152951)
muhayenahede dolgu yapan dişçi demiştir bu sözü..damardan yakın..adam ağza gimiş lan.
" ben alemlere sığmam ama kulumun küçücük kalbine sığarım "
(benzer bir ifadeyle bir kudsi hadis)

Cenab-ı Allah(cc) bu ifadelerle bize O(cc)'nunla bizim aramızda fiziksel bir uzaklık olmadığını, sürekli Zat(cc)'ının bizlerle olduğunu anlatıyor kanımca.
(bkz: enel hakk)
küçüklüğümden beri beni düşündüren allah kelamıdır.
Anlasilamayan olaydir.

Allah'ın kendinden 1. Cogul sahis gibi bahsetmesi.

insanlarin kendinden 3. Tekil sahis gibi konusmasina benzer.

Onur bunu anlamadi.
Demek burnunuzun dibinde çocuklar tecavüze uğrar, insanlar canlı canlı yakılır, genç kızlar satır satır doğranırken öylece oturup bakıyorsunuz diye cevaplanmalıdır.
Sıçtık desene. Kelamdır.