- biz o kadar fakirdik ki, patates kızartmasını çatalımızı olmadığı için elle yerdik
- ulan patates kızartması bulabiliyomuşsunuz da hala konuşuyosun. biz kuru ekmek bile bulamazdık
- biz fakirdik işte lan
- biz fasfakirdik
- biz fukaraydık
- biz fukfukaraydık
biz o kadar fakirdik ki, odun ve kömürümüz yoktu. kış zalim ve acımasızca pencerelerimize vururken, annem beni fırının karşısına oturturtur, ısın yumurcağım derdi. çocuktuk ya, oyun gelirdi. anladık büyüyünce acının ne kadar derin olduğunu.
biz o kadar fakirdik ki, buzdolabını açtığımda sadece hiç kullanılmamış bir mayonez kavanozu gördüğüm zamanlar çok olurdu. o da evde kimse mayonez sevmediğinden ve tek başına karın doyurmadığından kalmıştı orada. kuru ekmek daha değerliydi bizim için, biraz suyla tokluk hissi veriyordu. çocuktuk ya... ama bu, ağlatırdı işte...
biz o kadar fakirdik ki, ekmek bulamadığımız zaman pasta yerdik, su bulamadığız zaman, starbucks'a gider kahve içerdik anca.
fakirlikle dalga geçen zengin kişinin yaptığı kötü espri.