kanımca geçmişte yaşanılan tecrübeler: travmalar, korkular, mutluluklar, odaklanma, şartlanma gibi bir çok faktör serbest çağrışım benzeri bir çok mekanizmayı uyarıyor ve kararlarımızı alıyoruz. yani beyni uyaran bir çok faktör var, yani beyin kararları bağımsızca, bilinmedik bir şekilde alıyor diyebilmemiz bu açıdan zor. fakat tecrübeleri de işleyen sonuçta beyin derseniz o da bir bakış açısıdır. fakat beynin yönelimlerinde çevresel ve ailesel faktörler çok çok önemlidir. es geçmemek lazım.
beynin bizi kontrol etmesi daha kuvvetle muhtemeldir. beynin elektriksel aktivitesi, nöronların belirli arzular ve eylemler yönündeki kontrol edilemeyen impulsları- kısaca dürtüler- ve hormonal aktivitler sonucunda özgür iradenin aslında var olmayabileceği konusunda ciddi şüphelere düşürür. bu durum matrix serisinde merovingian karakterinin repliklerinde açık ve etkileyici şekilde dile getirilmiştir. zaten bu konu başlı başına felsefi bir sorun olarak da ele alınmıştır ve hala eskimemiş, eskimeyecek olan bir özgür irade sorunsalıdır. konu için (bkz: determinizm)
işin içinde ruh faktòrü olduğu için geniş bir çerçevede tartìşılması gereken konu. ama bana kalırsa hayatsal fonksiyonlarda beyin bizi kontrol eder yani sürekli çalìşan olaylar(kalbin atmasì, nefes almak,sindirim). ama geri kalan kìsmı biz kontrol ederiz ki bence işin içine burda ruh girer.
Bizi oluşturan ya da diğer canlılardan ayıran en büyük özelliğimiz aklımızın ve irade gücümüzün var olmasıdır. aklımız ve irade gücümüz de beynimizle doğru orantılıdır. farz edelim ki beynimiz yok o zaman eylemlerimizi yönetecek başka bir güç olmaz. yani demek istediğim biz dediğin şey beyinle var olan bir varlıktır ve beyinden başka bir etki gücü yoktur.