uğur meleke, atilla gökçe, ersin düzen, okay karacan, mert aydın, ali ece ve emrah kayalıoğlu tarafından ortak olarak yazılmış/yayınlanmış bir yazı.
burak yıldırım'ın öldürülmesi, derbide çıkan olaylar, son maç sonrası basın yoluyla yapılan gs-fb sataşmaları ve sadri şener'in saçma sapan açıklamalarının üzerine yazılmış büyük ihtimalle.
yazıyı desteklemeyecek bir futbolsever olacağını da sanmıyorum.
Futbol eşittir şiddet ve o da eşittir holiganizm denklemine;
Bu denklemin olağan kabul edilmesine;
Çocukların, kadınların, yaşlıların, didişmek için değil, keyif için gelenlerin futboldan uzaklaşmaya başlamasına;
Sadece kendilerinin haklı olduğunu düşünenlere, empati yoksunlarına;
Gördüğüm doğruları söylerken bile bir tarafın düşmanı ilan edilmeye;
Her söylenen söze, her eleştiriye geçmişten bir karşılık bulunmasına, her şeyin bir 'hesaptan düşme? gibi gösterilmesine;
Yasalara aykırı eylemleri kendi kulübü yapınca susanlara, hatta destek verenlere;
Önceliği gazetecilik mesleği değil tuttuğu takım olan meslektaşlarıma;
'Bunu neden şu zaman yapmadınız da şimdi yapıyorsunuz' diye satır aralarında art niyet arayanlara, satır aralarına art niyet saklayanlara;
Sahaya yabancı madde atanların değil buna hedef olanların tahrikinden bahsedilmesine;
Aleyhlerine yapıldığını düşündükleri her hakem hatasını görünmez düşmanlara bağlayanlara,
Bir aile ortamından uzak, herkesin birbirini arkadan hançerlemeye çalıştığı halihazırdaki durumda hâlâ bir
'futbol ailesinden? bahsedenlere;
Aynı gemide olduğumuzu iddia ederek yaptıklarına bizi de ortak etmeye çalışanlara;
Birbirlerinin adını bile anamaz hale gelmiş yöneticilere;
Futbolu bahane ederek kurulan ve hiçbir zaman içeriğini bilemeyeceğimiz ve bilmek de istemediğimiz karanlık ilişkilere;
Türkiye?de verilen her cezaya deklarasyonla yanıt verip yurt dışından benzer yaptırımlar geldiğinde kuzu kuzu kabullenenlere;
Uluslararası alanda yapılan rezilliklere karşı duranları vatan haini ilan edenlere;
Hakemlere, gözlemcilere saldırmayı, küfür etmeyi demokratik hak sayanlara;
Türk futbolunun olumlu ve olumsuz ön yargıların cenneti olmasına;
Kendi kulüplerine ceza verilmesini hep yanlı tutum olarak görenlere;
Hukukun değil renklerin ağır basmasına;
Maç devam ederken kural değiştirilmesine;
Masa başında maç bağlamaya çalışanlara;
Sadece kendi emeğine saygı gösterilmesini isteyenlere;
Başkasına sıkılan biber gazını haklı kendisine sıkılanları haksız görenlere;
Her bahaneyle herkese biber gazı sıkanlara;
Irkçılığı, ayrımcılığı, nefret suçlarını futbol sahalarına sokanlara, onu mazur gösterenlere;
Düzelsin diye yasa çıkarıp onu uygulamayana, uyguladığında da keyfine ve kendi siyasetine göreuygulayana;
Futbolun bir hukuksuzluk cenneti olmasına ve giderek mutsuzluk yaratan bir oyun haline gelmesine;
Yeter diyorum!
Siz söylemeden ben söyleyeyim: Bu taraflı bir yazıdır!
Ben utanma duygusunun, medeniyetin, adaletin, vicdanın tarafında olduğumu buradan haykırıyorum...
Benimle aynı tarafta olanları ayağa kalkmaya ve haykırmaya davet ediyorum.
Benimle aynı tarafta olanlarla birlikte eyleme geçiyoruz. Bu şiddet bitene kadar eylemlerimiz artarak devam edecektir.
Futbol yeniden hayatımızdaki bir keyif olana kadar, durmadan, susmadan, sert adımlarla yürüyeceğiz.
tarafsız spor yazarlarımızın kaleme aldığı taraflı yazıdır. onlar tarafını belirtmiş ve dostluktan yana olmuşlar, spordan yana olmuşlar.
biraz ilgi göstersek fena olmazdı.
şike olayı gündeme geldiğinde trabzonspor için yazılmadı bu yazı.
zokora' ya yapılanlar ortadayken yazılmadı bu yazı
süper final denen saçmalığa kalbi dayanmayıp vefat eden taraftarların ardından yazılmadı bu yazı
ne zaman ki drogba isimli o büyük futbolcu olayı avrupa' ya taşıdı ve üstünü örtmeye tff' nin gücü yetmedi, yazıldı bu yazı.
kimse kusura bakmasın ama sen bu yazıyı yayınlayıp hemen yan sayfasında da ''fener' den galatasaray' a tarihi çalım'' başlığıyla alper potuk haberi verirsen ben o yazıların ve yazarların tek amaçlarının gündemi değiştirmek olduğuna inanırım işte.