--başbakan' ın sözleri--
Bakın şu anda, CHP'si, MHP'si, BDP'si, YGS üzerinden, çok yoğun bir şekilde gençlerimizi istismar etmenin gayreti içindeler. 1,7 milyon gencin hayallerini, geleceklerini, umutlarını, siyasi malzemeye dönüştürerek, buradan kendilerine bir rant sağlamanın çirkin gayreti içindeler. Söz konusu olan, 1,7 milyon gencin hayalleridir. Söz konusu olan, 1,7 milyon gencin geleceğidir, umududur. Gece gündüz ders çalışan, uykusundan, oyunundan, eğlencesinden fedakarlık yapan gençlerin hissiyatını siyasi malzeme haline getirmek, çok açık söylüyorum, ahlaksızlıktır, fırsatçılıktır. Eğer, sınavda bir yanlış varsa, bir kayırma varsa, yasa dışı, kirli ilişkiler varsa, buna karşı çıkacak, bunun karşısında güçlü tepki koyacak ilk kişilerden biri ben olurum, arkadaşlarım olur.
Devletin ilgili kurumları, son derece büyük bir hassasiyet içinde meseleyi inceliyor, yargısına varıncaya kadar, araştırıyorlar ve takip ediyorlar. Ama, soruyorum, bir tek kişinin kayırıldığına dair somut deliliniz var mı? Şifre iddialarından çıkar sağladığını ispat edebileceğiniz tek bir genç var mı? Yok. Ama ortada, duyguları istismar edilecek, sokağa dökülecek, zihinlerine, yüreklerine şüphe düşürülecek bir genç grup var.
Bu ülkenin başbakanı olarak, YGS ile ilgili iddiaların tamamının takipçisiyim. Gençlerimiz rahat olsunlar, müsterih olsunlar, gönül rahatlığı içinde ikinci sınava hazırlansınlar. Gençlerimiz, kendilerini istismar edenleri, iddiaları fırsatçılığa çevirenleri de lütfen çok iyi görsünler, tanısınlar. Taksim'de bin kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek, iki bin genci yürütmek problem değil. Onlar YGS sınavının karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken, biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız. Ama biz bu ülkede gerilimden yana değiliz. Bırakın kurumlar işini yapsın. Bırakın kurumlar görevini yapsın. Hiç kimsenin asla ve asla hakkı yenemez. Buna müsaade etmeyiz. Gençlerimiz bunu böyle bilsin.
--başbakan' ın sözleri--
aha bunlarda benim sormak istediklerim;
1- Çektiğimiz çileleri çok güzel sıralamışsınız, ne hallerde bu sınava hazırlandığımızı çok iyi biliyosunuz ve de demişsiniz ki ortada bir yanlış varsa ilk tepkimi ben koyarım. peki sorarım sayın başbakan sizin tepkiniz çelişkilerle, yalanlarla dolu ifadelerden tatmin olmak mı? hiç bir araştırma soruşturma yapmadan olayın üstünü örtmeye çalışmak mı?
2- Tek bir kişinin kayırıldığına dair bir kanıtınız var mı demişsiniz. bende diyorum ki; kpss 2010. kurum aynı kurum değil mi birilerinin kayırıldığının ortaya çıkması için illa çıkıp ''evet bize şifre verdiler'' mi demesi gerekiyor?
3- devletin kurumları araştırıyor, soruşturuyor diyosunuz ama üzerinden bir sene geçmesine rağmen kpss sınavında kopya çekildiği ispatlandığı halde tek bir kişiye dahi dava açılmadı, böyle mi araştırma yapılıyor?
4- her seferinde demokrasi diyosunuz ama haklarını arayanların karşısına 5 bin genç dikmekten bahsediyosunuz, gerekirse bizde dikiliriz diyosunuz. biz kim? siz kim? yoksa biz derken sınavda haksız şekilde öne geçenlerden mi bahsediyosunuz?
5- kimsenin hakkı asla ve asla yenmez diyosunuz ama daha bi kaç gün önce açıköğretim sınavında, sınav esnasında cevaplar dağıtılmış, hani hak yenmezdi. geçen sene binlerce öğrenci kpss yüzünden mağdur oldu hani hak yenmezdi?
eğer gerçekten halkın lideri olduğunuzu iddia ediyosanız sorularıma cevap verin.
başbakanın beyanatı. peki o 5 bin 10 bin kişi ne için yürüyecek, amaçları ne olacak?
"şaibeli ygs istemiyoruz diyenleri istemiyoruz!!" diye mi slogan atacaklar?
birleştirici değil ayırıcı,
sakinleştirici değil kızıştırıcı,
sahiplenici değil dışlayıcı
bir başbakanın sözleridir.
ve ne yazık ki bu başbakan türkiye cumhuriyeti devletinin başbakanıdır. *
tayyip in "dümenin bizzat içinden olduğunu" dolaylı da olsa itiraf ettiği andır. nedense bu sefer "ygs mağduru öğrencilerin" tarafında değil de karşısında bir pozisyon almıştır. halbuki gerçekten de mağdur duruma düşenler aylarca ders çalışıp dirsek çürütenlerdi. bir başbakan olarak onun da 1milyon 700 bin öğrencinin tarafında olması gerekirken, onlara gösteri yapma hakkı bile verilmemesi konusunda tehditler savurması, ilgi çekicidir. bir üniversite öğrencisi adayı, ösym şifreyi üstelik de açıklamış durumdayken, hislerini göstermek amacıyla gösteri yapabilme hakkına sahip olmalıdır. sen resmen öğrencinin ismine göre soru hazırlayıp, kimine basit kimine zor soru sordun, alenen birilerine kıyak geçtin. üstelik bunu ösym de kabul etti. yani artık bundan sonra da istediği kadar tehdit etsin. herşey yeterince ortadaa değil mi artık... saflar iyice belli olmuştur.