üçkağıtçılıkta çığır açmış patrondur. "biz bir aileyiz" derken amacı tamamen çalışanları motive etmektir. çalışanlarını motive etmek için prim vermekten kaçınır.(prim vermemek için her yolu dener) lakin çalışanların hatalarında "sonuçta para için çalışıyoruz" gibi tutarsız cümleleriyle yavşaklık sergilemekten çekinmez. kendi oğlunun sene sonuna kadar yüzünü açmayıp eskitemediği kitaplar için özel okullara yıllık 5bin tl gibi absürt miktarı ödemekten çekinmez. ve sizin açık öğretim sınavlarınız için senede 3-4 hafta sonu izin istediğinizde göt baş sallamaktan eksik kalmaz. lafa gelince de "ben sizin abinizim, ben sizin babanızım" demeyi ihmal etmez. başıma geldi ondan biliyorum.
inanma skicek. iş varken çok çalıştırıp iş yokken ofiste oturmanı bekleyecek. paran yoksa para verecek ama maaş zamanı parası olmadığını söyleyip maaşı vermeyecek ,diğer maaşla birleştirecektir.
eski patronumdur. sürekli siz ( ben ve mühendis arkadaş ) benim evladımsınız diyor. du.. bir süre sonra "biz bir aile isek neden ailen gibi davranmıyorsun" ve "bizde senin oğulların isek neden öz olan çalışmadığı halde bizden daha fazla para alıyor" sorularını sorana dek. sonrasında pek söylemez oldu. kısa süre sonrada ayrıldık zaten *
işçiyi ayakta uyutacağım diye yapmayacağı şey yok bu işverenlerin. özellikle kurumsallaşamamış müesseselerde hep bu şark kurnazlığına başvurur yaşı büyük olanlar yani yıllardır ticaret ile uğraşanlar. yemeyin hakkınızı isteyin her daim. aile ayağı.. neyse işte anladınız.
Hayır değilsinizdir, yalan söylemiştir. Henüz uzun süre olmayan iş hayatımdan öğrendiğim yegane şeybu işlerde duygusallığa yer yok. Şirketin işine geldiği kadar oradasınız, maddi manevi olarak şirket sizden faydalanıyorsa bu “ailenin” bir parçası olarak devam edebilirsiniz. Aynı şekilde sizde şirketi bir aile olarak görmemelisiniz. Şirket maddi ve manevi size bir şeyler kattığı, çabalarınızın karşılığını verdiği sürece bağlılık göstermeniz gerekir. Duygusallığa gerek yok.
kapitalizmin bel kemiği iş bölümü kuramı nedeniyle ürettiği mala yabancılaşan emek sahibinin gittikçe topluma yabancılaşması nedeniyle çalıştığı işe aidiyetinin azalmasını absorbe etmeye çalışan; modern köleliğin sürdürülebilirliğini teminat altına almaya çalışan önermedir.