kültür bitkilerinde zararlılar ve yabancı otlar aleyhine yaşayan organizmaları kullanmak suretiyle zararlı populasyonu ekonomik zarar eşiği altında tutmak amacıyla yapılan çalışmalardır.
Canlı mikropların, insan, hayvan, ya da bitkilerde hastalığa, ya da ölüme yol açmak amacıyla kullanılmasına, «biyolojik (ya da bakteriyolojik) savaş» adı verilir. Biyolojik silâh, atom bombası, ya da başka yakıp yıkıcı silâhlar gibi, kuruluşlara, ya da binalara zarar vermez. Onun hedefi, doğrudan doğruya insanla insanın besini, yani bitki ve hayvanlardır. Biyolojik silâhlar çok çeşitli olduğu gibi, etkileri de hemen görülmez; ancak uzun süre sonra anlaşılabilir. işte bundan dolayı da, biyolojik savaşın başlayıp başlamadığını kestirmek son derece güçtür.
Biyoloji savaşının askerî bir uygulama varsa da, bu, başlı başına ve kesin bir ; biçimi olarak kabul edilmez. Çünkü, jik savaş yoluyla, değil bir millet bile alt edilemez. Bu bakımdan da, Biyolojik savaş, ancak modern silâhlarla işbirliği yaparsa, başarılı olabilir,b iyolojik silâhlar, özellikle sabotaj hareketlerine uygun düşer. Az miktarda biyolojik maddeyle, düşmana çok büyük zararlar verilebilir. Üstelik, örneğin herhangi bir salgın çıkınca, bunun bir sabotaj eseri mi, yoksa doğal bir salgın mı olduğunu kestirmek de çok zordur.
Biyolojik savaş silâhları çeşitlidir. Geniş ölçüde insan topluluklarının öldürülmesi isteniyorsa, veba, kolera, çiçek, tifüs gibi öldürücü mikroplar kullanılır. Amaç, yalnız karşı tarafı salgın bir hastalıkla uğraştırmaksa, o zaman daha az etkili hastalık mikropları kullanılır. Bu yoldan insanlar Ölmez ama, ülkenin savaş gücü azalır; ayrıca, hastaneler, doktorlar da uğraştırılmış olur. Yiyecek, maddelerinin bulaştırılması, daha çok, sınırlı yerleri etkiler. Su kaynaklarının bulaştırılması ise, mikropların çok geniş ölçüde yayılmasına yol açar.
Biyolojik savaşta kullanılacak maddelerin istenilen etkiyi yapabilmesi için, birtakım özellikleri bulunması gerekir. Bu özelliklerin başında şunlar gelir: