çikolataların en siyahı, en acısı, kahvenin yanında en iyi gideni. bir kutu bayram çikolatasının içinde, hep "sona kalan dona kalır" muamelesi gören çikolata.
Artık üçüncü nesil bir yazar olarak uludagsozluk ailesine katılmış kişidir.
Kültürlüdür,bilgilidir,cicidir,zekidir,çünkü abladır,akıllı olunması gereken kızdır,aksi halde gereken yapılır.
(bkz: Mevzu yapmak)
bayramlarda ikram edilince "ay hadi kırmayayım bi tane alayım" diyip daha sonra gün boyu o iğrenç tadın damaktan geçmemesi üzerine lanet ettiren çikolatadır.
çikolataların hasıdır kendisi. çok kimse tarafından tercih edilmeyişine anlam veremediğim, kahve yanında gayet güzel giden, krizlere girildiğinde küçük bir parçasıyla krizi bastırabilen bir çikolatadır. sütlü çikolotalar gibi çok yenildiğinde insanın içini baymama gibi de bir özelliği vardır ki en takdir ettiğim tarafıdır kendisinin. *
Yağmur yağarken, ahşap bir evde pencere kenarına ilişi kahvene batırıp, fincanın içine koyuluğunu bıraktıktan sonra ağzına atıp, damağına yapıştırıp, huzur bulduğun çikolatadır. Ayrıca öküzgözünün yanında çok tatlı durur.
zamanında almancıların ülkemize bol bol getirdiği ve onların obez çocuklarının "ja bitter" diye diye hüplettikleri hoş bir çikolata. (bkz: artis almancılar)
icinde cay ve sarapta da bulunan flavanol adli kiymetli bir antioksidant vardir. serbest radikallerin belalisidir, onlarla savasir bu antioksidantlar. serbest radikalleri kendi basina fazla serbest birakmak, hic de iyi netice vermez. o nedenle baslarinda her daim bir miktar antioksidant bulundurulmalidir. ancak aman ne guzel, faideli bir seymis diye abartip, cok yememek lazimdir zira yuksek miktarda yag ve kalori de bulundurur. makul miktarda yendiginde kan basincini ve kolestrolu dusurdugu yolunda son yillarda isi, gucu olmayan bilim cevrelerinde artan bir inanis vardir. tadina alisinca, %85 kakao olani bile kesmez, daha cok kakaolusunu aranizrsiniz. ama galiba %85 kakao en yuksek orandir piyasada satilanlarda.