hikayenin bir tarafında elma işçileri ve grev öncüleri komün bir hayatta greve hazırlanır.olay kahramanları doktor olmayan bir yerde bir kadına doğum yaptırarak güven kazanırlar.grev heycanı ve mücadele insanı iyice olaya bağlar.yaşar gibi olursunuz.
bir iki solukla okuduğum kitaplardan... gerçekten sürükleyici, gerçekten düşündürücü, gerçekten iyi vakit geçirici.. bir grevin en iyi tasvirlerinden..
Bir John steinbeck romanı. Romanda bir sol grup ile elma işçilerinin grevi işlenir.
Kitapta bazı kavramları çok iyi tasvir eder steinbeck. Mesela hiddete kapılmış elma işçileri gözünü karartıp askerlerin üzerine yürüyüp onları geri püskürtüyor ve tam esnada mcleod şöyle diyor: "insan topluluğu insana benzer diyorlar. Bu yanlıştır. insan topluluğu bir hayvana benzer. Ne istediğini bilirse gözü kapalı bir şekilde makineli tüfeğin üzerine yürüyebilir" (bkz: kurtuluş savaşı)
editci edip: sonradan aklıma gelmişken belirteyim: böyle güzel kurgusu olan kitabın sonu bu kadar kötü olmaz ki be kardeşim!
işçilerin kavgası, yılışık para babalarının ve onların yancılarının laçkalıkları gibi hususları ile bir solukta okunan kitap. * yıllar yıllar evvel okumuştum. kitaba dair hatırladığım ve hiç unutmadığım en belirgin detay işçilerin içine bolca soğan doğranmış, çok az da et atılmış, sulu patates yedikleri soğuk akşamlardı.kitabı okurken çok canım isterdi. anneme ,"anne bu akşam soğanlı ama azcık etli sulu patates yapsana" dedim mi demedim mi onu bilemedim şimdi.neyse...
1920'li yıllarda amerika birleşik devletleri'nde yaşanan büyük buhran zamanlarını konu alan bir john steinbeck romanı. roman çok gerçekçi, etkileyici ve sürükleyici olmasıyla bir çok romandan ayrı bir yer tutar.
çok sevgili steinbeck'in insanda okuma alışkanlığı başlatan şahane eseri. Steinbeck bu romanında işçileri, onların çalışma koşullarını ve grev hazırlıklarını öyle güzel anlatmıştır ki, kitabı okuyan kişi yazılanları zorlanmadan birebir kafasında canlandırabilir, okuması böylesine zevkli bir kitaptır işte bitmeyen kavga...
bir john steinbeck şaheseri... kapitalist sisteme karşı çıkmanın ne kadar haklı olduğunu insanın ruhuna anlatan kitapdır...
kitapdaki oluşturulan karakterler insanın içine işler, öyle ki 'joy,mac, jim, london, sam' kitapda geçen bu kişilerin, birşeylerin farkında olan bir insanı etkilememesi imkansızdır...
ideolojiler uğruna ödenen bedeller ve verilen kararların doğruluğu ya da yanlışlığı üzerine okuyucuya kendisiyle tartışma alanı yaratan enfes bir roman. özellikle -mac- karakterinin üzerinde günlerce tartışılabilir.
lisede okurken arkadaş çevremin ''ya bu da ne bitmez kavgaymış 1 aydır okuyosun ehuaehu'' diye dalg geçtikleri kitaptır.
ilginçtirki ben de o cümlenin ehuaehu kısmına katılmıştım.
lise çağında okurken evdeki çekyatı-hiç kalkmadan oturduğum için- göçerttiğim şaheserdir. öyle ki tuvalete bile gitmek istemiyordum elimden bırakmamak için.
kesinlikle devrimcinin ne olduğunu anlamak isteyen herkes en az bir kez okumalıdır, sosyalist devrimin teorisini değil pratikteki mücadelesini anlatır.
lise yıllarımda okurken beni en çok etkileyen ve hatta kişiliğime şekil veren yazarlardan biri de steinbeck'tir şüphesiz. en iyi romanı ''bitmeyen kavga'' diye bilinse de, benim için en iyisi, daha çok kendini yazdığı ''cennetin doğusu''dur.