çikolatasını gıdım gıdım tadına vararak yiyen cocuğun o yemeye kıyamadığı çikolatasının son parçasını birinin gelip acımadan koca bir ağız darbesıyle yemesidir en acı olanı..
ablasına ya da abisine nispet yapan çocuktur. kendi payını çabucak bitiren abla /abi kardeşinin payını gözüne kestirecek , kardeş ise yavaş yavaş çikolatasını yiyerek ona aklı sıra ders verecektir.
(bkz: charlie nin çikolata fabrikası)
özetle bu filmdeki yada romandaki charlie de çikolatasını aynen böyle yiyodu, fakirdi kendisi. doğum gününde aldığı bi çikolata hediyesini 1 sene yavaş yavaş tüketiyodu. sonra ne oldu? devamı bkz'da.
gelecekte şöyle bir olay yaşayabilecek çocuktur;
bineceği otobüs geliyodur..sigara bitmek üzeredir ama yere atılır..
aahh yanlış otobüsmüş..döner ve bitmek üzere olan sigarasını geri alır...
büyüdükçe taze soğanı yeşil yerlerinden yemeye başlar,
pudingin önce kaymağını yer, daha sonra esas pudinge geçer,
dondurmanın sert yerini önce yer, aynı puding olayındaki gibi.
onun için maksat; güzel olanı sona bırakmaktır..
Özellikle senin elinde çikolota yoksa ve o çocuk özendire özendire yiyorsa ve isteyemeyecek kadar gururluysan hoşgeldin evlat acısı gibi koymak böyle bir duygudur.
muhtemelen kardeşiyle birlikte aynı çikolatadan yerken kardeşinin kendisinden daha erken bitirmesini isteyen ve o zaman ona hava atarak daha da yavaş yiyecek olan çocuktur.