Bazen düşünüyorum da, ulan bu kadar tembel ve üşengeç biriyim; insan olma yarışında elediğim milyonlarca salak spermden biri kazara beni geçseydi kim bilir nasıl bir görüntü çıkardı ortaya? Kolay mı insan olmak anasını satayım. Kendini bulana kadar zaten saçların dökülmeye başlıyor; bir de hayatının geri kalanını birlikte geçireceğin, kitlelerce ;doğru insan; diye tabir edilen kişiyi bulman da lazım. Daha üçlü priz alırken ;üç metre mi yoksa beş metre mi alsam; diye düşünüyorsun.
Şaka bir yana -ilk kez şaka yapıyorum o yüzden bu tabiri mazur görün heyecanlıyım- evlilik çağına gelmiş insanların "doğru insan" muhabbetlerini bir yere kadar anlarım. O bir yer "abi kadın dediğin biraz toplu olmalı, tencere tava eline yakışmalı, taşırken elleri titrememeli" gibi bir nokta. bu erkekler içindi. Bayanlar içinse "ya böyle sürekli sürprizler yapsın bana istiyorum, heyecanımızı hiç kaybetmeyelim, kaslı olsun; geceleri uyurken yorganı hiç çekmesin" noktası ki, bu noktadan sonra ayakkabılarımın su geçirip geçirmediğini kontrol etmek için müsaade isteyip ortamdan uzaklaşırım.
Hele ki henüz 20 yaşına bile gelmemiş kişiciklerin "doğru insan"a ilişkin felsefi yaklaşımları beni nasıl etkiliyor, anlatabilmem mümkün değil. Sırf o yüzden anlatmıyorum işte. mümkün değil diyorum, anlamıyor musunuz? Israr etmeyin boşuna.
Ben hiç mi düşünmüyorum sanıyosunuz doğru insanımı? istemem mi onunla tanışmak? istiklal caddesi kadar çok sevmek onu? Ama bilemiyorum işte; anlayamıyorum. Yetersiz kalıyorum bu son noktada. O kadar çaresizim ki hayatıma giren son iki kişiye bizzat sormak zorunda kaldım bunu :
- doğru insan sen misin?
- Hihihi. Senceeee?
ikisinde de hihihi'sinden tut da sence sorusuna dört e miktarı kadar oynanmamış süre ilave edilişine kadar aynı cevabı aldım. Ama ikisi de bilmiyordu tabii benim soruma soruyla cevap verilmesine sert bir öpücükle cevap verdiğimi. Her zaman böyledir. Hemcinslerime soru soramaz oldum bu yüzden. Yüzünde sakal-bıyık adı verilen kılların çıktığı varlıkları öpmekten zerre haz etmem. Lezbiyen insanlarla ortak yanımız sanırım bu. Belki de benim için doğru insan bir lezbiyen; bilemiyorum. Çözemiycem herhalde bu konuyu. Bi zaman yolculuğu şart gibi. Bakalım 37 yaşında çözmüş müyüm mevzuyu?
Seçil'le geçen haftaki tartışmamızın sarp'ı bu kadar etkileyeceğini bilemezdim. çok durgun bir haftadır. Sarp... doğduğunda sigarayı bıraktığım... Seçil'e, onunla evlendiğimde bırakacağım sözü verip de anca sarp doğduğunda bırakmam onu kıskandırmış olabilir mi acaba? Doğum sonrası tribi deyip geçmiştik ama hakkatten öyle mi lan yoksa? Eğer öyleyse de bu onun kabahati. Bak suçu yine ona attım. Ulan zaten ufacık şeylerden tartışma alevlendiriyoruz. Bari sarp'ın yarınki ilk karne günü hatrına iyi geçinsek... ya da hep iyi geçinsek bundan sonra. daha anlayışlı olabilirim aslında. ne de olsa çocuğumun annesi ve 8 yıllık eşim. O da çok zorluklar yaşadı bu hayatta. onsuz bir hayatı düşünemem...
25 yaşımdayken 33 yaşında bir kadın, sanki artık bu dünyadaki misyonunu tamamlamış gibi gelirdi. Ama seçil... bir ceylan yavrusu gibi masum ve diri ve daha yeni başlıyoruz sanki hayata. Benim için doğru insan o. Bu saate kadar değilse bile bundan sonra kesinlikle öyle... bu konu kapanmıştır.
neyse hazır 25 yaşımdaki halimden bahsetmişken kendisine bi selam vermek isterim. Tamam çok kısa :
Naber lan yarraam? Aa dur tahmin edeyim; daha okul bitmedi, askerlik de var. Tutuşuyo mu lan götün? Ahahaha. Olm işin zor lan. Korkma, okulu bitirceksin ama nasıl yapman gerektiğini biliyosun. Askerliğe gelince, sürpriz olsun ama götünden kan alacaklar. Yukarıda geçen isimler kolpa olm; hemen seçil ismindeki hatunlara yazılayım deme, oğlun olunca da adını sarp koymak zorunda değilsin. benim şu andaki yaşımdaki kişilerden hep "ulan genç olucaktık şimdi" gibi laflar duyuyosun ama inan işkence olurdu. Neyse ben kaçtım; hadi bak dalgana, erken yat, okulunu bitir...
N'oluyo lan? Ne biçim bi insan olucam lan ben. Önce doğru insan bilmemne, felsefe yap. Sonra yarraaam diye hitab et bana. Ne terbiyesizlik lan bu. Çocuk filan, sevgi yumağı ol, ondan sonra taşak geç benle.
Şşştt. Geri gel lan. Seçil diye bahsettiğin kadın kim, nerden buldun onu? O nasıl bir ev lan; kocaman? Sehpanın üstündeki araba anahtarı mıydı neydi? Ne manzarasıydı olm o pencereden gözüken; neresi orası? Nasıl oldu bunlar anlat bana; anlat da bileyim amına koyim...
Zaman yolculuğunda "gelecek" opsiyonunu seçtiğinde böyle oluyor işte. Göt gibi kalakalıyosun. Geçmişe gittiğinde duygulanıyosun, o andaki heyecanı yeniden yaşayabiliyosun ama gelecekte mal gibi böyle... neyse ya yavşağın moralimi bozmasına izin verecek değilim. Askerlik filan diyor, uzanmış koltuğa evde sigara içiyor utanmadan. Hayatta yapmam lan. Sosyal mesajımı verip bitireyim ben o zaman. Yalnız, mesajı verdikten sonra utancımdan koşa koşa kaçıcam, korkmayın sakın...
Önemli olan doğru insanı bulmak değil, doğru insan olmaktır.
Not : 25 yaşımda çözüyorum olayı kamil 37 yaşında çözmüş gibi davranıyor. 37 ne lan ayrıca? "37 yaşındayım" dediğinde kim sikler seni? Azcık adam olsan 40'ım dersin. Yarraaam...
doğru insan diye birşey olmadığı için, asla bulunamayacak olandır. sevilecek her insanın seçimi (aşk, dostluk vs) yansıtamadığımız kendimizin ötekinde olduğu varsayımımıza dayanır. doğru insan dediğimiz yansımamızdır. ancak yansımayı aramak, farklı mesafelerde asılmış aynalara bakmaya benzer. kimine bakmak için bacakları büküp, aşağı eğilmek gerekir. başlangıçta iyi gelsede bir süre uyuşma hissi sizi yorabilir ve o aynaya bakmayı bırakabilir insan. bir diğer yanısmayı kendinden oldukça uzun bir mesafedeki aynada bulabilir kişi. bu sefer parmak ucunda durmak güç gelir ve çöküverir yere. hangi aynaya en fazla bakmaya tahammül edebilirse insan kendince doğrusunu en uzun onla yaşar.
araştırmalar göstermiştir ki, doğru insan (kızlar için erkek) yoktur. doğru kadın vardır.
Kimisi su gibidir, onu ancak toprak gibi biri paklar.
kimisi demir gibidir, onu sadece ateş yumuşatır.
kimisi de elmas gibidir, atsan kırılamaz, güzel sözle ancak traş edilebilir...
doğru insan mı varmış? çünkü herkese göre doğru yanlış kavramı farklıdır.muhakkak bir yerde doğru dediğimiz insan patlak verir.bulunmaz,bir yerden eksiği vardır.çok sevmişsindir senin için doğrudur ama etraf belki seviye olarak sana yakıştırmamıştır.etrafındakilere göre doğru olmadığı için sana da doğru gelmemiştir.
sevmemişindir,mesleği,kültürü bilgisi sana uygundur.evet doğrudur senin için.ama sevmiyorsundur,etrafındakiler çevren mi vermiştir doğru insan diye bu kararı?
evet bu sefer sevmişindir,mesleği de uygundur.tamamlayorsunuzdur birbirinizi.aynı şeyleri seviyorsunuzdur,aynı şeyleri düşünüyor,paylaşıyorsunuzdur.artık tanıştırma vakti gelmiştir.o da ne herkes şaşkınlık içinde seni ve onu izlemektedir.bir şizofren olduğunu ancak öğrenmişsindir.
yani mükemmeli kusursuzu ancak ve ancak hayalinde kendi dünyanda bulunacağını ozaman anlamıştım.ne yalan söyleyeyim çok üzülmüştüm.şaşırmıştım.onu bukadar zor bulmuşken kaybetmek koyacaktı elbette.ama aniden karşıma çıkan bay mükemmel aniden terketmedi beni.mükemmeldi kusursuzdu çünkü.tam dört dörtlük bir sevgiliydi.ilaçlarımla uykularımla tedavimle kurtulmuştum ondan.ama yüreğim paramparçaydı.
derken gene mükemmel sandığım biriyle tanıştım kısa bir dönem önce.geçmişe sünger çekmiştim.ama ona mükemmellik etiketini yapıştırdığım için gene kızıyordum kendime.çünkü acele davranmıştım.herkesi'o' sanmıştım.yeni flörtümle uyuduğum bir gece gözlerimi açtım bir de baktım yatağın kenarında oturmuş ağlıyor.aşk kırıntıları kaldı içimde.yoksun ama mükemmellim,doğru insan sensin.
itiraf ediyorum kiminle sevişsem seni hala aldatıyorum ve seni seviyorum.beni hala terketmediğin için ,beni hala sevdiğin için,benim mükemmelim doğrum oldğun için..
beni hiç bırakma olurmu?
her gördüğüne 'acaba o mu' diye sarılırsan bitmeyecek arayıştır.
netice de doğru insan seni bulur, aramazsın. bir şekilde kesişir yolun.
ve ancak hiç kimsenin gözlerinden görmediğin şeye biad edince anlarsın kimin geldiğini.
çoğunlukla sonsuzluğa uzanan arayıştır. bu arayışta kimin kim için doğru insan olduğuna hür iradeniz değil, yollarınızı kesiştiren hayat karar verir. bazen uzak tutar o yolları, bu durumda beklemeniz boşunadır. nadiren yakınlaşır yollar birbirine, o zaman da ödün vermeniz gerekir.
Doğru insan diye bir şey yok mükkemmel insan da.Hepimiz özveri de bulunduğumuz zamanlar karşımızdakinin doğru kişisi olabiliyoruz ama ayarı fazla kaçırınca da geriye bizden bişey kalmıyor bir başkası olup çıkıveriyoruz yani doğru kişi kendi kişiliğini yitirmeden karşındakini mutlu edebilen insan modelidir.
ne istediğini, aradığını bilmeyenlerin içerisinde bulundukları arayıştır.
ne istediğini bilen insan doğru insanı kendine bir şekilde çeker, "doğru insan" yanınızdan geçip giderken siz belki de olmayacak insanların peşindeydiniz bu nedenle fark edemediniz doğru insanı.