biten uzun ilişkinin ardından erkeğin geçirmiş olduğu evreler kısa ve nettir.
uzun ilişki sonrası ayrılık yaşayan erkek ilk anda özgüven doludur.
"şimdi yandınız kızlar" nidasıyla gece gezmelerine başlar, özgüven doludur zira uzun ilişkisi boyunca sürekli "şu kızdan ayrılsam şu kızı kesin tavlarım" gibi saçmalarla kendisini avutmuştur yalnız bu geziler alınan alkolün etkisiyle sonlarına doğru depresif bir hal alır erkek matem havasına bürünür.
bu erkeğin arkadaşlarıyla diyalogları şu şekilde gelişir.
ay ve ay inceleme...
1. ay
- keyfin nasıl?
+ bomba gibiyim olum yeniden doğmuş gibi hissediyorum kendimi.
2. ay
- özledin mi lan?
+ yok be oğlum, bitmesi gerekiyormuş demek ki.
3. ay
- niye ilişkin yok senin?
+ x' in hatırasına saygısızlık yapmak istemiyorum.
4. ay
- x' i özledin mi lan?
+ ara sıra geliyor aklıma...kolay mı olum 5 yıl olmuş insan kediye köpeğe alışıyor 6 ayda.
5. ay
- nasılsın?
+ bok gibiyim bir an olsun aklımdan çıkmıyor.
6. ay
- nasılsın?
+ dön diyorum, dönmüyor intihar edicem.
7. ay
- nasılsın?
+ iyi olum. y' yi tavladım. bu kızla kesin olacak, çok iyi anlaşıyoruz. x gibi de değil
hepsinden 6 ay sonra:
- nasılsın?
+ dön diyorum, dönmüyor intihar edicem.
çok sevdiyseniz ve şartlar ayırdıysa sizi, çok üzülürsünüz.
zaman zaman nefes alamadığınız anlar olur. derin bir of çeker bünye ister istemez.
inanın nefes almak bazen yormaya başlar. göğsünüz ağrımaya başlar. resmen kalp hastası gibi hissedersiniz kendinizi.
arkadaşlarla sohbet filan keyif vermez pek. aklınız ordadır hep. aranızda özel anlamı olan bir kelime geçer muhabbet arasında, yüzünüz asılır hemen. onun bakışlarını ararsınız. ama yoktur..
ayrılık içeren herhangi bir şarkı darmadağın etmeye yetebilir moralinizi.
ve ummadık anda biri çıkabilir karşınıza. ve hayalleriniz bir kez daha yerle bir olabilir. ellerinde onun sıcaklığını ararsınız, gözlerinde onun bakışlarını, yüreğinde ise onun samimiyetini..
sizi sahiplenişini ararsınız.. sizi arkadaşlarına ya da üç kuruşluk uykuya satmayışlarını..
espri kabiliyetinizi kaybedersiniz kesinlikle.. gülebilmek ve güldürebilmek için öncelikle sağlam bir ruh hali gereklidir çünkü. ve mutlu bir ruh.. oysa mutluluk çok uzak bir kelime olur, çok uzun bir zaman..
evinizi değiştirmek istersiniz ya da odanızı. onun da bir zamanlar o koltukta oturduğunu, o kanepede uyuduğunu, o yatakta yattığını düşünmek çoğunlukla çıldırtmaya kadar gidebilir insanı.. arabanızı dahi değiştirirmek istersiniz sırf bu sebepten.. ve onun hediyelerini çöpe atmakla, özenle saklamak arasında gider gelirsiniz..
onun o güzel ellerini bir başkasının tutma ihtimalini düşünmek bile delirmeye yeterli bir sebeptir. o güzel parmaklarını kim okşayacak acaba.
veya bir başkasının gözlerinin içine bakarak, ona da size güldüğü gibi içten gülecek mi?
onun tenine bir başka ten değecek mi?
ve buna benzer binlerce soru. ve her sorunun cevabındaki kahredici ihtimal miktarınca delirme eşiğindeki tedirgin uykusuzluklar..
zordur. çok zordur o süreç.
seni onun gibi kim anlayacak? onunla yaptığınız çılgınca sosyal psikoloji denemelerini kiminle yapacaksınız diye sapıtırsınız bir süre.
pazar kahvaltılarına gittiğiniz yerler, çay içtiğiniz kafeler, yemek yediğiniz yerler düşman kesilir inanın.. gitmek istemezsiniz oralara bir daha. hayali rahat bırakmaz, sayenizde mutsuz ölmüş birinin hayaleti gibi kovalar peşinizden hatıralar..
ve bir şehirden nefret edersiniz sırf bu yüzden.
oysa ege'nin incisidir izmir, ruhunuzun da işkencesi..
ve alkol.. ve sözlük.. ve dertleşme fasılları karşındaki sayfayla...
Calmayacagini bildiginiz telefonu elden dusurmemek, gelmeyecegini bilsenizde camin kenarindan dusmemk ve daha da kotusu donmeyecegini bilseniz de birgun doner umidiyle gun saymakla gecer zaman. Halbu ki onca zaman hep donmustur, calmistir telefon nedir degisen akil erdirilmez. Sizi beraber gormeye Alisik insanlara laf anlatmak, dert paylasmak ister bir yaniniz, bir diger taraftan bilindikce ayrilik kabullenilecek gercekten donmeyecek diye korkarsiniz. Donsun istersiniz, gelsin tekrar baslasin o buyu, hic olmamis gibi tatsizliklar.. Birdaha donmeme ihtimali soguk bir duvardir onunuzde, morg gibidir ici, ic karartici ve efkarli. Zaten onca zaman nefes aldiginiz kadin adam gitmisse sayet bu olmekle es degerdir. Anne, baba, kardes gibi biri ölmüs, yitmistir. Aci ayni aci, bosluk ayni bosluk. Ölum acisi gibi unutulur birgun belki ama sizisi akla geldikce kalir yerlestigi yerde. Giden gitmistir ve genelde dönmez, dönse de ayni tadi verirmi bilinmez. Ama yine de farketmez uzun bir iliski yurekte bitmez, bitmememlidir ve o yüzden tadi tuzu degismisse de giden donmelidir.
ilk zamanlar bir rahatlık vardır tarafların üzerinde, bir özgüven ' o bensiz yapamaz, koşar gelir iki gün sonra' halbuki ne gelen vardır ne giden. zaman geçer özlem artar arkadaş. lan hiçbişey yoksa alışkanlık var oğlum. yeri doldurulmaya çalışır, nafile. çözüm içki içerek kafa dağıtmada aranır, gel gelelim içtikçe durum vahimleşir. cesaret edebilen böyle gecelerin sonunda telefona sarılır, işe yaramıyorsa eşten dosttan hakkında bilgi almakla devam eder bu süreç taa ki biri gelipte yerini doldurana kadar.
ilk gün kolaydı, ikinci gün biraz zor.
üçüncü gün daha zor ikinciden.
günden güne daha zor, öylesine zordu ki yedinci gün.
dayanılmayacakmış gibi neredeyse.
şimdiyse özlemini çekerim, yedinci günün..
şeklinde bir mısrayla özetleyebileceğimiz durumdur aslında.
sadece alismislik koyar adama. o da fazla surmez en fazla bir ay. simdiye kadar iki uzun iliski yasadim. ikisinin arkasindanda ayni seyleri yasadim. sadece alismislik.
koyar adama niye çünkü bir bakarsın hayatını büyük oranla ona endekslemişsin sonra yavaş yavaş alışırsın tabii.tecrübelerime dayanarak söylemek isterim ki kısa bir ilişki iyi gelir.
Algılanamaz, hergün telefon beklenir, içilen sigara sayısı artar, sigara içmeyen insanlarımız başlayabilir (bu alkol için de geçerli olabilir), hızla kilo alınır ya da verilir. Diye uzayıp giden liste.