"bu ne garip bir yangındı böyle sen söndün ben yanarken"
kız ona, adam boşluğa baktı ve yaşananlar geçmişte kaldı dedi. artık onlar adam için ne iyi ne kötü hiçbir şey ifade etmiyordu. seni sevmiyorum, bitti dedi adam. hayır, böyle olmamalıydı. bu kadar basit olamazdı. kızın tanıdığı adam, onu her zaman seveceğine, onu asla bırakmayacağına söz vermişti. inanmıştı kız ona. onların hikayesinin farklı olduğunu zannediyordu. kendimi salak gibi hissediyorum, teşekkür ederim.
denedi. kız her şeyi denedi. durmadan çabaladı. kalbinin kırılmasına, göz yaşlarına, acıya... her şeye karşı dimdik durdu. olmuyorsa zorlamayacaksın dediler, dinlemedi. şairin dediği gibi, "senden tek bir damla istemiştim; sana kocaman bir deniz sunmak için..." en ufak çaba sarfetmedi adam. bitmiş bir şey için çaba sarfedemem dedi. içimde en ufak bir şey yok sana karşı dedi. kabullenemedi kız bir türlü, böyle bir şeyin olabileceğine inanmak istemedi.
sonra gün geldi; kızın gözlerinin içine baka baka, sırf onu kullanmak için rol yaptı adam. o sahte mutluluğa öylesine inandırdı ki kızı. tam, işte evet biten bir şeyi geri getirebilirim, yapabilirim derken... adam dedi ki gerçek değildi onlar. bu zamana kadar yaptığı, söylediği hiçbir şey bunun kadar yaralamamıştı. bunun kadar acıtmamıştı. her şey bitti.
insan kabullenemiyor ama giden, yitip giden bir sevgi geriye gelmiyormuş. kız üzüldü.