sözlükte oylama yaparken psikolojinin etkisi büyük bunu herkes kabul etsin öncelikle. normal yaşam biçimi olarak bakıyoruz çünkü sözlüğe. ve eğer, kendini sözlük dışında tutmaya çalışıp, buranın sanal olduğunu ve aslında hiç kimsenin göründüğü kişi olmadığını kabullenip ona göre uzaktan bakanlara da veriştiriyoruz mütemadiyen.
dönelim konuya. sevgilinizden ayrıldığınızda sözlüğü kafa dağıtıcı olarak görmeniz olağan. sevgilinizden yeni ayrılmışsınız, sol framede eski sevgili başlıkları her daim bulunmakta, onlara bakıp içinizi çekerken, diğer taraftan güçlü olmaya çalışırsınız. hatta eski sevgilinin bu şekilde unutulamayacağını içsel bir isyana dönüştürüp, bu isyanı da ıyyyyy, iğrenç butonuna musallat olarak davranışa dönüştürürsünüz. elbette amacınız seovi olmak değildir. sadece eski sevgilinizin psikolojinizde bıraktığı etkiyi bu yolla -savunma mekanizmasına dönüştürerek (yön değiştirme)- yok etmeye çalışırsınız. ama sürekli eski sevgili başlığına yazan bir yazarı eksilemeniz seovilik yapmanızla eşdeğer tutulabilir. sizin bir suçunuz yok, o da eski sevgilisinin acısıyla ne yaptığını bilmemekte, bu açıdan kendinize yakın bile görebilirsiniz.
sevgiliden ayrıldan sonraki süreç kimde nasıl cereyan eder, yara oluşturur mu, kan akar mı, sahteliğe daldırır mı, kini körükler mi, özleme dayanmak mümkün mü, acının tarihine not olarak düşer mi; bu belli olmaz.
psikoloji işte. hepsinin sebebi bu. kendini bulma çabası.
