ayrılmışsınızdır sevdiğinizden. ya da ayrılmak zorunda bırakılmışsınızdır, veyahut bırakılmıştır o. odanıza kapanırsınız, dev cüsseli saten perdeleri kapatıp yalnızlığın verdiği soğuklukla da daha üşürsünüz. ya müzik setinizi ya da bilgisayarınızı açıp onu en çok hatırlatan parçaları başlarsınız dinlemeye sırayla. dinledikçe nefes almanız güçleşir, boğazınıza bir şey düğümlenir ve hatta belki ağlarsınız. ısınmak için bir sigara, kafayı dağtmak için bir bira açarsınız ve dediğim gibi onu en çok hatırlatan parçayı, ya da ikinizin şarkısını loopa alıp çalarsınız, ıraklara dalarsınız. ve bilirsiniz bu dünyada artık yalnızsınız.
Parmak ucalarina degen sicaklik, incinen bir hayatin yarasidir
Kalacak tüm izlerin hayatimda, gözümden bir damla yas aktiginda
Bir yer bulabilsem seni hatirlatmayan kan tarlasi gelincik safaginda
Seninle bir bütün olabilirdik, hosçakal gözümün nuru hosçakal...