yazar, öyle dikkatli gözlemliyor ve öyle hoş tasvir ediyor ki bu gözlemleri, okuduğum her kitabından ayrı bir haz alıyorum.
kitabın başında istanbul mezarlıklarını ve bağlantıladığı karakterleri öyle bir tasvirle uzun uzun anlattı ki, peyami safa kitaplarındaki tasvirler kadar derin tamamen gözünüzde canlandırabilecek kadar gerçek, cem yılmaz esprilerindeki 'aaa evet aynı böyle oluyo' dediğimiz gözlemler kadar eğlenceli.*
her kitabında farklı bir bakış açısı, hiç bi kitabı birbirinin tekrarı değil.
bonbon palas ve sakinleri bi süre misafiriniz olmayı hakedecek türde,hoş,okunası bir eser.
aklımda "birine hayal gücün ne kadar geniş demek, saçmalıyorsun demenin bugüne kadar icat edilmiş en kibar yoludur" cümlesi ile kazınmış ve gerçekten de geniş bir hayal gücü"nün(!)ürünü olduğunu düşündüğüm, harika bir elif şafak romanı.
''çünkü kimlik de bir nevi refleks gibidir. insanların yüzde sekseni kim oldukları sorulduğunda, ''sana ne kardeşim?'' demek yerine boş bulunup kendilerini tanıtır.''
elif şafak ın çok fazla içselleştiremediğim romanı. daha önce baba ve piç adlı romanını okumuştum, oradaki kurgu daha sağlam gelmişti bana, bonbon apartmandaki karakterler ve de bağlantıları biraz kopuk geldi bana. elif şafak türkiyeli bir yazar ve kitapları oldukça türkiyeden izler taşıyor ve fakat kitaptaki tasvirler gereğinden fazla gibiydi üstelik bu tasvirler, karakterler üzerine yapılırken karakterleri detaylı anlatmaya da yetmiyordu.