biskremin kar etmediği anlardır.
cennet kapısının önü:
- sen! sen, sen gel. tamam bitti bugünlük bu kadar.
+ e ama ben?
- doldu kardeşim kontenjan!
+ bi biskrem versem?
- sen onu al da...
- bana helikopter dansi yapar misin?
- ih ih yapamam.
- bi biskrem versem.
- onla sana bisiklet dansi bile yapamam.
- o zaman bu iş olmaz.
- bir dakika... ben sana omo vereyim sen bana ver.
- oha.
- oha değil scarlet ohara esek seni.
- baba yaz okuluna kalmışım.
+ iyi çalışıp ödersin parasını hiç benden medet umma.
- bi biskrem versem?
+ ne biskremi eşşoğlueşşek ben burda faturaları nasıl ödeyeceğim diye düşünüyorum sen hem yaz okuluna kalıyosun hem ot bok diyosun.
- ot bok değil baba biskrem.
+ ...*
- çikolatalı falan ama.
+ çat..*
Mülakat... Üç tane profesörün karşısındasınız gözünüzün içine bakıyorlar... Kafasını sallıyor birisi hafiften tam o sırada elinizi yen ütülenmiş pantolonunuzun cebine atıp biskrem poşetine atıyorsunuz... işe yarar mı... Göreceli tabii
olaki sevgilinizin doğumgününü efendim evlenme yıldönümünü ya da kız arkadaşınız için önemli olan bir tarihi unuttuğunuz anda değil biskrem kamyonla biskrem alsanız bile fayda etmez.
- kırmızı ışıkta geçtiniz, emniyet kemeriniz takılı değil, şehir içi hız sınırının çok üstündesiniz... cezanız 1230 ytl.
+ 1230 mu? anlaşabiliriz memur bey. bi biskrem versem.
- ben size bi krem vereyim, buyrun karakola gidelim.
+ krem ne için?
- anlarsın...