yokuş aşağı inerken ön fren sıkıp düşmüşlüğüm var ama en kralı kızlara hava yapacağım derken , ayaktayken iki elimi bıraktığım anda düştüğüm andır. bildiğin bisikletten ayrıldım ya la. canımın acısı ( ki sol el bileği burktum) çok koymadı da , beş hatunun önünde rezil olmak koydu be. *
5 yıl önce yaşamıştım. eğimli yoldan aşağı eve doğru sürerken kavşağın karşısında olan transporterın yönünü anlayamadığım içindi. ben bisikleti elleri bırakıp sürmeyi severim. yine akşam vakti o halde eve dönüyordum -ki bizim buranın yolları geniş rahat rahat sürebilirsin pek araç da olmaz- karşıdaki transporter bi yöne girecek ama girmiyor belli değil yani, hareket etmesi gerekirken duruyor sağa gidecek diye hesap ediyorum biraz o yöne gidip sonra yine duruyor. sinyal minyal de yok orospu çocuğunda. en sonunda aradaki mesafe azalınca çarpacağımı anladığım için elleri direksiyona koydum. e o hızda birden direksiyonu kavradığım için de sağa sola titremeye başladı ardından yere kapaklandım. neyse ki pek bi şey olmadı, teker biraz yamuldu ama adama iyi sövmüştüm. sonra da kullanmadım bir daha bisiklet. bi ara süreriz yine bakalım.
edit. küçükken kaykaydan düşmüşlüğüm var ama o feciydi. normal hız birden yokuşa girdiğimi farketmemle arttı, ben de acemiyim başkasının kaykayında öyle takılıyorum kendimce. fren nasıl yapılır bilgim yok. yokuş iyice dikleşince baktım bu işin sonu kötü geberip gidicez, orta hızdayken attım kendimi yola, belimin sağ kısmı açıldı, hala ufak bi izi durur.
Ön lastik patlakken hızla viraja girmemle direksiyonun karnıma dayanıp öne fırladığım olaydır. Çocukken kemikler esnek olduğundan bi kırık çıkık oluşmadı.
dağın tepesindeki köyden yokuş aşağı inerken hızın verdiği hazla daha da hızlandım. sonra önüme bir viraj çıktı ve yavaşlayamadım frenleri sıkınca direksiyon sarsılıyordu ne zamandır da bisiklete binmediğimden ne yapacağımı bilemedim düşeceğimi anlayarak saldım kendimi. sonra yandaki çakıllara girdim fırladım gittim. piercing kaşımdan içeri girmiş suratın yarısı sürtünmeden dolayı bir şeyler olmuştu şimdi kabul bağladı. yürürken topallamam geçti ama ama hala yatarken her yerim acıyor. her yerim yara bere. ne zamandır düşmüyordum ama.
insan düşmeye düşmeye, düşmekten korkmaya başlıyor. şimdi iyi oldu.
o kaştaki küpeyi de çıkarıp atacam yaranın düzelmesini bekliyorum.
toplama bisikletimle daimi olarak yasadigim durum oldugundan biliyorum, kesinlikle ogrenilen bir sey, dustukce ogreniyor insan kendine zarar vermeden dusmeyi. bisikletin gidonu cikar duserdim, teker cikar duserdim, fren patlar duserdim. sufi denize tukururdu, aglardim. sonunda bisiklet iyice kullanilamaz hale geldi ama nooldu, ben yasiyorum.
13 14 yaşındayım yenibosnada oturuyoruz. o zamanlar 6 vitesli bisikletim var. sokakta suruyorum her zaman dikkatli surmuşumdur ama bir gun cuma pazarı vardı bizim sokagın hemen aşagısında kurulur. cok hızlanınca pazardaki kavun tezgahına girmiştim.
en kötü senaryolardan biri ayakkabı bağcıklarının pedala dolanıp sıkışması ile kendini koruyamadan yere devrilmektir. benim başıma geldi bu hem de gecenin bi vakti ışıksız bir yolda. gerçi yanımda başkaları vardı ama iyi mi kötü mü bilmeyeceğim çünkü beni kurtarırken bir yandan da çılgınlar gibi taklidimi yapıp eğleniyorlardı. acımasız dünya.
Sene 2000 , Beylikdüzü'nde oturuyoruz. Bende ilkokulun vermiş olduğu o deli kanla beraber beylikdüzü sokaklarında çılgın atıyorum. Hüseyin Yıldız iÖO'nun orda takılıyoruz bizim arkadaşla. Dedim ver hele bir tur atam. Bindim bisiklete. Etrafta da liseli kızlar ama çok gıcırlar. Dedim havamı atayım şunlara. Bıraktım elimi. Sonrasını hatırlamıyorum. Şaka lan şaka hatırlıyorum. Baktım yerdeyim , pantolon yırtılmış. Bilen bilir o zamanlar okulun alt tarafı mıcırlıydı. ( hangi muhteşem kafa mıcırlı yaptıysa orayı amk ) Baktım kızlar gülüyo. Bastım içimden küfrü. Vay amk dedim rezil olduk. Benim neyime elimi bırakarak bisiklet sürmek. Arkadaş geldi hemen yanıma dedi kanka var mı bişi. Yok yeğen dedim. Bisiklette var mı bişi sen onu söyle dedim. ( Erkekliğe bok sürdürmüyoruz tabi ) Sonra kalktık okulun arkasındaki parka geçtik. Ben direk bacağı tuttum tabi. Amk ne biçim düştüm ya of amk diye. Bu da bisikletli , düşmeli anım.
bu sabah saat 7 civarı başıma gelen olay. sebebi hız ve kaygan zemin. yağmurlu havada virajı alamayıp aniden gidonu kırınca kendimi yerde buldum. başım sert bir şekilde yere çarptı fakat allahtan kask var. sağ omzum, dirseğim, kalçam ve dizim yara almış durumda.
gerçekten anlık bir olay, düşeceğini anlayamadan kendini yerde buluyorsun.