bisikleti çalınan çocuğun dramı

entry5 galeri0
    1.
  1. en az 4-5 senelik birlikteliklerini bitirmek zorunda kalan aşıkların hissettiği acıyla eş değer durumda olan çocuğun duygularıdır. * *

    küçükken neredeyse her çocuğun hayalidir bisiklet sahibi olmak. onu yönetmenin verdiği haz, o küçücük yüreğini havalandıracaktır bulutların arasına. sahip olma duygusunun kafasında yeşermesiyle, sahip olduğu gün arası hep uzundur onun için, süre ne kadar kısa olsada... ama fakir bir ailenin çocuğu ise, babasının maaş gününü beklemek zorundadır. belki de borçlar yüzünden aylarca... ama sonuçta "alınacak" olması, onun için yeterince umut kaynağıdır.

    her zamanki gibi baba yorgun işten eve döner, koltuğa uzanır, biraz dinlenir sofra kurulana kadar. yarım saat içinde sofraya oturulur hep beraber.

    - baba.
    + söyle yavrum.
    - bana bisiklet ne zaman alacağız?
    + ay sonu gelsin, maaşımı alayım o zaman.

    ay sonu gelene kadar, büyük bir azimle derslerine çalışır bisikleti hakedebilmek için. öyle görmüştür ailesinden doğduğundan beri. arada bisikleti olan arkadaşlarını izler, eline para geçince tur başına belirli bir miktara anlaşıp bisiklete binme arzusunu az da olsa dindirir. ama o anlıktır bütün mutluluğu. hatta anın tadını daha uzun çıkarabilmek için yavaş sürer bisikleti.

    ay sonu:

    - selamun aleykum.
    + aleykum selam, hoşgeldin.
    - hoşbulduk hatun. ne yemek yaptın bugün?
    + imam bayıldı yaptım, yanına da cacık. peynirli kemalpaşa'da şerbetledim.
    - ohh, bayıldının kokusu geliyor zaten mutfaktan.
    + bizim oğlan bisiklet istiyordu, özeniyor çocuk arkadaşlarına vallahi. alacak mıyız?
    - biraz zor görünüyor ne yalan söyleyim. koltuklar ile çamaşır makinesinin taksidi duruyor, markete de hep yazdırdık zaten bu ay, oranın da borcunu kapatmak lazım.
    + n'apalım, bu seferlikte böyle olsun. önümüzdeki ay alırız, hem çamaşır makinesinin son taksiti zaten bu ödeyeceğimiz.

    yemeğe oturulur:

    - baba.
    + söyle yavrum.
    - bana bisiklet alacaktık, hadi gidip alalım.
    + (bakışmalar)
    - baba?
    + *bu saatte olmaz oğlum, saat geç oldu, yarın alırız.
    - tamam.

    yarın olur, baba çocuğuna görünmek istemez. birkaç gün bu böyle olsa da, koskaca 1 ay böyle sürecek değil ya. bahaneler, bahaneler...

    ay sonu 2:

    - selamun aleykum.
    + aleykum selam, hoşgeldin.
    - hoşbulduk hatun, bizimkine bisiklet aldım çaktırma, kapının önünde duruyor. *
    + tamam tamam, ne çok sevinir değil mi?
    - sevinmez mi hiç.

    (umutsuzluk yolculuğuna bavul toplayan çocuk manzarası)

    - oğuz, n'apıyon oğlum?
    + iyiyim baba.(ne iyisi, dertler derya olmuş)
    - kapının önünde market poşedi var, içeri getiriver, ben çok yoruldum. *
    + tamam.

    oğuz kapının önüne gelir:

    "eee, poşet yok burada!"

    + baba, kapının önünde poşet yok, çalmışlar galiba.
    - siktiiiiir, bisikleti yürütmüşler.
    7 ...
  2. 2.
  3. küçük emrah repliklerini aratmaz.

    " - emrah koş bisikletini.. "
    2 ...
  4. 3.
  5. kırmızı olur, 3 tekerlekli olur ve genelde ilk bisiklet olur. ilk olduğu için acemiliğe gelir tabi bırakılır apartmanın önünde sonra yerinde yeller eser. zırlanılmaya başlar. baba dayanamnaz bir tane daha alır ve o bisiklet çürüyene kadar kullanılır fakat kırmızı bisikletin yerini hiç dolduramaz. * *
    0 ...
  6. 4.
  7. magnum dondurmayı düşürmek kadar koyar bir çocuğa. gerçi biz zengindik yaşamadık böyle şeyler.
    1 ...
  8. 5.
  9. 12 yaşında yaşanılan tecrübedir, istanbulda yaşayan her çocuk gibi yaz gelişiyle şenlenen sokaklara bisikletiyle katılma isteği babaya arz edilmiş ve bisiklet aldırılmıştır, ilk hafta her gün silinmiş, kimseye bindirilmemiştir fakat alınışından 2 hafta sonra istanbulun kanayan yarası olan bisiklet hırsızları tarafından merdiven altından çalınmıştır, babaya konu anlatılmış azar işitilmiş ve yaz boyu bisiklete binenlerin turları sayılmıştır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük