bir den aklıma gelen benzin parası bulamayanlar için yapılmış bir maliye bakanı önerisi bu sanırsam. ben de yemek parası bulamayanlara naçizane şöyle bir öneride bulunabilirim:
11 bin lira maaş alan bir tuzu kurunun söylemidir. bir sürü saçma sapan söz söyle halkın son derece muzdarip olduğu bir konuda bir bakan olarak son derece duyarlı(!) açıklamalar yap ve bu duyarlılığın sonucu biz sana 11 bin lira maaş verelim. sonuna kadar hak ediyorsun. aferin. böyle devam et!
eğer tüm insanlarımız bu isteğe uyar ise, otomobil için devlete verilen paraları bir zaman sonra bisiklet için vereceklerini garanti edebilirim.
bizde bu göt var iken, boşuna hayal kurmayalım.
Halkina hiçbir şekilde saygısı olmayan bir hükümet ve sürekli onu seçen halk. Mazoşist mi olduk milletçe acaba diye düşünmekteyim. Sosyoloji tezi bile yapılır bu konuda. Sikeyim zammını, bu adamların bu şekilde davranması ne ilk ne de son. Bana koyan bu. Sözde en delikanlı milletiz ama hergün birileri arkamıza geçiyor ses etmiyoruz. Hepten zevk alır olduk bu sikişten.
Kalkınmada, büyümede derece yapıyoruz ya gûya, işte bu da bizim milli 31miz. Ama her ergenlik yaşayan bilir ki 31den sonra içi bir pismanlik kaplar. Ben de buna binaen derim ki;
Son pismanlik neye yarar
herkesin bi sikeni var
nereye kadar...
akşamdan bu yana sol çerçeveye geliyorda, allah belamı versin troll başlığı sanıyordum. o zaman girip de okuma zahmetinde bile bulunmadım. bu konuda eminim ki yalnız da değilim.
yakında "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" de diyebilecek zihniyet ürünü söz.
sayın bakana tavsiyem benzine yükledikleri vergileri azaltmaları. ya da bir vatandaş olarak benzin üzerinden kesilen verginin nereye gittiğini belgelerle açıklasınlar...
Sesli sövdüm. Bisiklet kim sen kim? Sen önce okuma yazmayı, sonra emeklemeyi, sonra yürümeyi bir öğren, en sonunda konuşmayı ve hitabet etmeyi öğrenirsin belki. Akla bak! Hem milletle dalga geçiyor hem içten içe gizlice bisiklet ile dalga geçiyor. Nerde kafasının içi boş adam var bu ülkede o geliyor bakan oluyor milletvekili oluyor anlamıyorum ben bu işten.
istanbul'da boğazdan bisikletle geçmenin yasak olduğunu bilmeyen aynştayn'ın beyanatıdır. hoş bunu bilse bu sefer de "kendi oturduğunuz yakada iş / okul bulun" gibi bir cümle kurabilir. kapasiteyi zorlamanın âlemi yok.
bu bakanlar neyin kafasını yaşıyorlar yemin ediyorum anlamıyorum.
mustafa sarıgül'ün "sorun değil çözüm üretiyoruz." diye bir sözü vardı. he o kıvama geldiler. çözüm üretiyorlar ama çözüm başlı başına bir sorun. şaka gibi amk ya.
birisi çıkar, sanki memleket porsche kaynıyor gibi ona bineceğinize fiat'a, wolsvagen'e binin der, birisi çıkar benzine laf edenlere bisiklete binin der, oldu başka? bisiklet'e binmek kolaydı zaten bu ülkede çık 5 dakika sonra trafikte ezilirsin. bir bisiklet yolumuz bile yok nerede sürecek bu insanlar o önerdiğiniz bisikleti? cidden günden güne daha bir gülünç hale geliyor bu türkiye.
Türkiye'de bisiklet denen ulaşım aracının bitmek tükenmek bilmez aşağılanmalarına yeni bir örnek sadece.
türkiye'de kullandığınız aracın kıymeti motorlu ve dört tekerlekli olmasıyla doğru orantılı; içindeki insanın canının kıymeti ise o aracın karayolunda kapladığı hacimle doğru orantılıdır.
bisiklet mi? tu kaka...otomobil gibi prestij kaynağı bir araç varken bisiklete ancak fakirler biner (!).
bakanın söylediği söz de bu gizli aşağılamadan başka bir şey değildir.
evet, bisiklet motorsuz ulaşım aracıdır, insan gücüyle ilerler ve benzin gerektirmez.
şu gerçek ki, türkiye'de böyle bir kültürün gelişmesine asla izin verilmedi. çünkü petrol firması ceo'su abiler türkiye'de böyle bir kültürün gelişmesine izin vermez, çünkü türkiye onların ellerini ovuşturarak beklediği potansiyel müşteridir. çünkü sen ben bisiklete otomobilden daha fazla değer verirsek, onların hali nice olur?
işte yollarda "kıroyum, ama para bende" diye bağırarak sizi sollayan, otoyollarda artislik yapan magandalar, her gün tonla kaza haberinin olduğu bir ülkede bir bisiklet kazası görüp bisikleti tehlikeli (!) ilan eden ve bisikleti küçümseyen cahil kitle bu zihniyetin eseridir.
gülünecek açıklamadır. gören de türkiye'yi londra zannedecek. yıl olmuş 2012 bir de avrupa başkenti seçildik aklı sıra. nerede sürüeceğiz bisikleti çayırda çimende mi geç allasen. hadi bisiklet yolu yaptın bizim insanlar oradan geçer.
bakan kendini danimarka ya da hollanda'da zannediyor sanırım.
geçen senelerde kenelerden kaynaklı ölümlerden dolayı da tarım bakanımız "tarlada çalışırken paçalarınızı çoraplarınızın içine sokun derdi babalarımız." demecini vermiştir.
yakında da enerji bakanımız mumla aydınlanın derse şaşırmayınız.
