Türkiye'de bisiklet denen ulaşım aracının bitmek tükenmek bilmez aşağılanmalarına yeni bir örnek sadece.
türkiye'de kullandığınız aracın kıymeti motorlu ve dört tekerlekli olmasıyla doğru orantılı; içindeki insanın canının kıymeti ise o aracın karayolunda kapladığı hacimle doğru orantılıdır.
bisiklet mi? tu kaka...otomobil gibi prestij kaynağı bir araç varken bisiklete ancak fakirler biner (!).
bakanın söylediği söz de bu gizli aşağılamadan başka bir şey değildir.
evet, bisiklet motorsuz ulaşım aracıdır, insan gücüyle ilerler ve benzin gerektirmez.
şu gerçek ki, türkiye'de böyle bir kültürün gelişmesine asla izin verilmedi. çünkü petrol firması ceo'su abiler türkiye'de böyle bir kültürün gelişmesine izin vermez, çünkü türkiye onların ellerini ovuşturarak beklediği potansiyel müşteridir. çünkü sen ben bisiklete otomobilden daha fazla değer verirsek, onların hali nice olur?
işte yollarda "kıroyum, ama para bende" diye bağırarak sizi sollayan, otoyollarda artislik yapan magandalar, her gün tonla kaza haberinin olduğu bir ülkede bir bisiklet kazası görüp bisikleti tehlikeli (!) ilan eden ve bisikleti küçümseyen cahil kitle bu zihniyetin eseridir.
Sesli sövdüm. Bisiklet kim sen kim? Sen önce okuma yazmayı, sonra emeklemeyi, sonra yürümeyi bir öğren, en sonunda konuşmayı ve hitabet etmeyi öğrenirsin belki. Akla bak! Hem milletle dalga geçiyor hem içten içe gizlice bisiklet ile dalga geçiyor. Nerde kafasının içi boş adam var bu ülkede o geliyor bakan oluyor milletvekili oluyor anlamıyorum ben bu işten.
belediyeler bunun için bir altyapı çalışması yapmış mı ? bir yol kenarında bisikletlere ayrılmış özel bir yol göreniniz var mı ? bisiklete olan ilgiyi arttırmak için her hangi çalışma yapan bir kurum var mı ? bu sorulara cevap verebiliyorsa bakanımız mantıklı önerme.
istanbul'da boğazdan bisikletle geçmenin yasak olduğunu bilmeyen aynştayn'ın beyanatıdır. hoş bunu bilse bu sefer de "kendi oturduğunuz yakada iş / okul bulun" gibi bir cümle kurabilir. kapasiteyi zorlamanın âlemi yok.