6-7 yaşlarındayken polis akademisinin lojmanındaydım o zamanlar ve 4 tekerden 2 tekere ilk geçtiğim de sürekli düşüyordum 2 gram yol alamıyordum en son bisikleti bırakıp ağlaya ağlaya eve döndüydüm. Sonra gaz mı geldi ne olduysa bir daha denedim ve sürmeyi başardım. E tabi başarınca saatlerde tepesinden inmemiştim.
ilkokuldaydım. okulun bahçesinde babam bir süre beni tutarken pedal çevirmiştim. sonra babam habersizce bıraktı ve pedal çevirmeye devam ettim. güzel bir histi.
2. Sınıfa geçtiğim yaz. ilkokul örtmenimle annem yakın arkadaş. Öğretmen çocuğunun bisikletini bana vermek istemiş ben de tepiniyorum istemem diye. Annem de örtmene ayıp olmasın biraz da manyak diye al teşekkür et kenarda dursun diyor. Neyse kavga dövüş kabul ettim. Bisikletin hiç 4 tekeri falan yok baya 2 tekerlekte öğrendim. Sonra kadın bisikleti geri istemişti manyak. Bizimkiler de bana kırmızı bmx almıştı.
Sene 2008 Ankara Etimesgutta otururken bisikletim yoktu,binmeyi de bilmezdim. bizim sokak yokuştu. Arkadaşımın bisikletini alıp yokuşa elimle götürüp oradan aşağıya doğru ayaklarımı pedala koymadan iner sonra tekrar bisikleti alıp yukarı çıkarırdım yürüyerek. Bir yaz günü yine aynı yöntemi uygularken arkadan acayip bir korna sesi duydum. O korkuyla pedallara basıp direksiyonu bir dükkanın önüne kırdım. Dükkanın önünde yaklaşık 1-2 saat pedalları bırakmadan yuvarlak çizdim. O korkuyla öğrendim bisiklet sürmeyi.