genelde anası babası tarafından küçükken bir tarafı kırılmasın incinmesin diye bisiklete bindirilmeyen insanlardır. üzülmemelidirler. iyi bir eğitmen olduğu sürece 30lu 40lı hatta 50li yaşlarda bisiklet sürmeyi öğrenenler vardır. tabi küçükken öğrenip bu işte cambaz olanlar kadar iyi süremezler fakat kısa mesafelerde veya canları sıkılıp dolaşmak istediklerinde hiç sıkıntı çekmeyeceklerdir. kendilerini boş işlek olmayan yarlerde iyi bir eğitmenle alıştırmalıdırlar.
bu işin küçükken öğrenmenin kolaylığı düşüp kalkınca alınan yara berenin sizi o zamanlar çok etkilememesidir.
anadolu´da pekcok kadinimizin dahil oldugu bir gruptur. benim yakin akraba cevremden en az 5 bayan taniyorum, hayatinda hic sele´ye oturmamistir bu sahislar. ben birara ögretmek istedim birisine- ama,bizden gecmis oglum, simdi ben o isi ögrensem n´olcak ögrenmesem n´olcak, diye tepki vermislerdir bana.
genelde 4 tekerlekli bisikletten 2 adet yardımcı tekerin çıkarılması sonucu öğrenilen aktivitedir. 2 tekerden vazgeçilememesi sonucu başa gelen durumdur
benim o. en son dönüşümü alamayıp kaldırımlara tosladığımı, dizimi kolumu morarttığımı hatırlıyorum. araba kullanmayı öğrendikten sonra ihtiyaç duymadım hiç.
Yazık olmuş insandır. Bisiklet zevkini tadamadan nasıl yaşar bir insan. Hızlı hızlı giderken karşıdan esen rüzgara meydan okumaktır bisiklet sürmek bunu yapamayana da bisiklet sürmesini bilmeyen insan denir.
Yazin adaya gidildiginde herkes bisiklete binerken tek basina kalacak olan insandir.
Acaba kimse arkasindan tutup "ben tutuyorum korkma korkma" deyip birakip ögretmeye calismamis midir merak konusu.