kız kulesine inen yokuştan aşağı yaptığım bir kaza gelir aklıma;
yokuş aşağı kaptırıp gitmek pek bir hoştu çocukken tehlikeliydi ama ara ara yapardık. bir gün gene arkadaşla iniyoruz tam elleri bıraktık aşağıdan arabanın biri tam gaz yokuşa girdi aramızda 25 metre ancak var o bize geliyor biz ona gidiyoruz. aha dedim taurus bu sefer öldün abi kurtuluş yok. tabi nasıl yaptıysak* bisikletleri profesyonel motorcu gibi devirip metrelerce sürüklenmiştik. eve demir ve et parçası olarak döndüğümde kapıdaki annemin tepkisi pek bir garipti;
+ oğlum hoşgeldin ???
- anne bisikletten düştüm canım çok acıyor ! ( ağlıyorum tabi )
+ geç içeri bi banyo yap sonra bisikleti aşağı indir.
- anne kolum kanıyor görmüyor musun ?!
+ oğlum alıştık artık normal şeyler bunlar.
- ??
yaralar, bereler, sımsıcak yaz tatilleri, kuşlar, bayırlar, çayırlar, havuzlar, bahçeler, kayısı ve kiraz ağaçları, birbirinden güzel çocukluk filmi tadında günler...
geçirdiğim bisiklet kazası. yolda baya bi sürüklenmiştim. erkek arkadaşımla birlikte doğa da gezintiye çıkmıştık. bi an dengemi kaybettim. erkek arkadaşımın bisikletinin de freni bozuktu. bisikletin telinin bitanesi bacak kemiğmin üzerini sıyırdı kemik gözüküyordu adeta. hala izi duruyor. baktıkca hatırlarım.
bisiklet adı verilen iki tekerlekli nesnenin akılda oluşturduklarıdır.
bisiklet kutsaldır; hele ilk bisikletten başlarsak... ohoooo. *
üç tekerlekli kırmızı nesnedir, gönülden akıp giden ve ilk hareket bağımsızlığı savaşından galip çıkmaktır.
sonra... mahalledeki yaşıtın ve varlıklı veletlerin bemekslerinin peşinden koşarken bağrında oluşan şişkinlik, güç nefes alıştır; ama mutluluğu duyumsamaktır.
günün birinde sahip olunanların en afilisidir. destek tekerleklerden kurtulunacak günün hayalidir.
vitesli bisiklet akımına şahit olmaktır, ve allah o çocuk saflığıyla yalvarmaktır.
sonra küçük bemeksle viteslilere yetişme çabasındaki yorgunluktur.
ve ardından bir şekilde vitesli bir bisiklete sahip olmanın gururudur.
halen de 15 yıldır aynı vitesli bisikletle dolaşmak, özgürlüğü duyumsamaktır.
günün birinde bir yerlere gidileceği zaman onu da yanına almanın hesaplarını yapmaktır.
küçükken bisikletin tekerleğine taktığımız boncuklar akla gelir. kaybolmuşlar mı diye arada bir kontrol ederdik, tekerleğinde boncuk olanın havasından geçilmezdi. hey gidi günler.