Merkezi Cenevre'de, Türkiye temsilciliği ise Ankara Yıldız'da bulunan ve yine gerekli görülen bölgelerde temsilcilikler açan (örneğin Van) örgüttür.
Türkçe kısa yazılışı BMMYK'dır, 120 ülkede faaliyet göstermektedir ve toplam 7.190 çalışanı vardır. Özel iyiniyet elçisi amerikalı ünlü yıldız Angelina Jolie'dir, Türkiye'nin iyiniyet elçisi ise Muazzez Ersoy'dur.
asıl amacı mültecilerin haklarını ve refahını savunmak, her bireyin sığınma talebinde bulunabilmesini ve başka bir ülkede mülteci olarak güvenli bir şekilde barınabilmesini sağlamaktır. Ayrıca eve gönüllü dönüş, yerel entegrasyon ve üçüncü bir ülkeye yerleştirme seçenekleri ve içinde vatansız kişiler de örgütün çalışma konuları içinde yer alır.
Türkiye 1951 Cenevre anlaşmasında çekince koyarak (coğrafi sınır), sadece Avrupa Konseyi ülkelerinden gelen kişileri ülkesine mülteci olarak kabul etmekte, doğusundan gelen mülteci taleplerini bu anlaşma gereğince kabul etmemektedir. Avrupa Konseyi üyesi olmayan ülkelerden gelen kişilere "geçici sığınma" imkanı tanımaktadır. Türkiye şimdiye kadar 27'si Yunanistan, 6'sı Bulgaristan, 6'sı Sırbistan-Karadağ, 3'ü Azerbaycan ve 1 de Arnavutluk vatandaşı olan toplam 43 kişiyi mülteci olarak kabul etmiştir. Irak, iran, Afganistan, Suriye ve Somali başta olmak üzere Avrupa Komisyonu üyesi olmayan birçok ülkeden her yıl binlerce kişi Türkiye'ye sığınmak zorunda kalmaktadır. Türkiye sözleşmeyi coğrafi sınırlama ile uyguladığı için Avrupa dışından gelenlere geçici ikamet izni vererek, bu kişileri Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği aracılığıyla mülteci kabul eden ABD, Kanada, Avusturya gibi ülkelere yerleştirmeye çalışmaktadır. Avrupa Birliği kabul sürecinde Türkiye'nin, henüz kapalı bir toplum olarak coğrafi çekince koymuş olduğu bu madde ile günümüz koşullarında hala mülteci kabul etmiyor olması eleştiri aldığı konulardan biridir.
Bu bağlamda, ülkemizde sığınmacı olarak bulunan Suriye'li vatandaşlara Türkiye'de mülteci olarak yerleşme hakkı verilmeyecektir. Keza yine Halepçe katliamından kaçarak Türkiye sınırları içerisindeki kamplarda uzun süre yaşamış Iraklı Kürtler'e de mültecilik hakları verilmemiştir. bu kişiler üçüncü bir ülkeye mülteci statüsü ile yerleştirilmiştir.