(bkz: Rabia Mine)
inanılır gibi değil!
Ülkenin doğusu yanıyor.
Kürt halkı aylardır doksanlardakinden beter bir vahşete maruz bırakılarak anne karnındaki bebeğinden yetmiş yaşındaki ihtiyarına kadar çoluğuyla çocuğuyla katlediliyor, zorla yerinden yurdundan edilerek bir bilinmeze sürgün ediliyor.
Kürt insanına karşı adetâ bir soykırım kalkışması söz konusu.
Ve bu ülke tarihinin en büyük isyan kalkışmalarından birinin mirasını devraldığını iddia eden Birleşik Haziran Hareketi isimli ne idüğü belirsiz ucube, o da göz boyamak için arada bir ağzının kenarıyla hıkmık etmekten başka hiçbir şey yapmıyor.
Pes diyorum!
Bugün Bodrum gibi bir yerde bir avuç kadın her türlü riski göze alarak bir barış yürüyüşü organize etmeye çalışırken, bizler Barış için Kadın Girişimi aktivistleri Cizre ziyaretimizden sonra bugün yine oraya gitmenin koşullarını ararken BHH susuyor.
BHH'li paşalar ya ODTÜ'de Işıd istemiyorlar, ya iTÜ'de Bilimsel ve Laik Üniversite Kürsüsü'nün derdindeler, ya Emperyalist Savaş ve Ortadoğu v.s. konulu panellerde birbirlerini pohpohluyorlar, ya Artvin'i yok ettirmiyorlar, ya habire Ankara'da katledilen canları ya da Dilek Doğan'ı anıyorlar, ya laiklik, ya nükleer derdindeler, ya da 3 Ocak'ta yapacakları gibi habire TBMM'yle yarışırcasına meclis toplantısı yapıyorlar.
Hem de bu saydığım aktivitelerinin tamamını hiç utanmadan Sur'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silvan'da, Dargeçit'te şiddetin tavan yaptığı şu günlerde gerçekleştiriyorlar.
Memleketi kurtarmakla o kadar meşgul olmalarına rağmen, memleketin ateşler içindeki bölgesi olan Kürdistan asla ve asla görüş alanlarına girmiyor!
Bugünkü etkinlik çağırıları ise ne biliyor musunuz, sıkı durun: Sancaktepe Sarıgazi'ye Park istemek...
Evet evet, Sancaktepe Sarıgazi de toplanıp park istiyoruz diye çığıracaklar pek sayın CHP'li milletvekili Melda Onur'un küratörlüğünde....
Son bir haftada Can Dündar'dan tutun da Bakırköy Akıl Hastanesinin talanına kadar her şey için forum yaptılar!
Ne var ki aynı dakikalarda katledilen onlarca sivilden, kadından, çocuktan bir tanesinin bile adını anmadılar hiçbir yerde, hatta sayfalarında bile!
Yazıklar olsun!
Ve hem de lanet olsun.
Gezi ile mayalanan yüzlerce prıl pırıl gencin içlerindeki özgürlük kıvılcımı, bir avuç tiriti çıkmış sözde eski devrimcinin ve CHP ve ÖDP gibi iki concon partinin kokuşmuş politik algıları ve sınırlı sorumlu yönlendirmeleri ile sönümlenip gidiyor.
Hadi ulusalcı faşist CHP'lileri ve aşkın, börttünün-böceğin partisi ÖDP'lileri anladık da, içlerindeki eskinin mangalda kül bırakmayan sözde devrimcilerini nereye koyacağımızı bir türlü bilemedim ben.
Tam da buradan bir kez daha yazıklar olsun diyorum!
Sakın yanlış anlaşılmasın, elbette ki bu sorunları küçümsüyor değilim, elbette ki bunların hepsi için mücadele verilmelidir ki bizatihi benim ömrüm bunlarla geçmiştir. Ben her şeyden önce bir yaşam hakkı mücadelecisiyim, Haydarpaşa Dayanışması aktivistiyim, Ermeniler, eşcinseller, kadınlar, çocuklar, nerede ötekileştirilen bir kitle varsa, nerede bir doğa katliamı varsa, nerede bir hayvan hakları mücadelesi varsa orada oldum; en sevmediğim cümlelerden biri hayvanseverler için söylenen "insanlar açlıktan ölürken hayvan besliyor," küçümsemesidir; yaşam bir bütündür benim için.
Ama el insaf yahu! El insaf! Bu değil kardeşim, bu değil!
Şu anda tüm bu dertlerin hepsi bekleyebilir!
Kürdistan'da katliam var!
Yazıklar olsun ve dahi lanet olsun binlerce kere!
Haziran Hareketi'nin 6 Nisan tarihli "BiLDiRi"sini okudum dün gece. TiKSiNDiM!
HAZiRAN HAREKETi'NiN:
* Kendisini 6. Filo'nun kovulmasından başlayarak geçmişin parlak sayfalarına eklemleme tenezzülündeki zavallılığından,
* T.C.'nin onyıllardır non stop devam eden kanlı devlet geleneğini görmezden gelip, bugünün faturasını salt Tayyip'e ve AKP hükümetine çıkartan sığlığından,
* Tek tek dramatik olaylar ve isimler üzerinden kurguladığı söylemindeki derinliksiz, ucuz, hamasi, ajitatif üslubundan,
* Dünya ve ülke konjonktürünün gerçeğini, dünü ve bugünü hiçe sayarak yapış yapış, arabesk cümlelerle süslediği yüz kızartıcı UMUT TACiRLiĞiNDEN
* Bileşenlerini oluşturan parti, grup ve kişilerin 30 yıldır görmezden geldiği Kürdistan coğrafyasına ve Kürt halkına bakışlarındaki ikiyüzlülükten, koskoca bildiride konuya dair kurdukları üç cümlenin biri olan "Türk ve Kürt ince Memed'ler kol kola girecek!" ifadesindeki riyakârlıktan,
* Bileşenlerinin hepsinin birbirinden nefret etmesine, hepsinin birbirinin ardından konuşmasına ve her dakika mitoz bölünme ile bölünerek çoğalmalarına rağmen yüz yüze geldiklerinde sergiledikleri sahte-sırıtkan mutabakat görüntüsünden
* Geçmişten en ufak bir ders alınmadığının kesin, net göstergeleri olan ve hayatımız boyunca duymaktan artık kusacak hale geldiğimiz cümlelerin aynılığından, klişeliğinden, tıntınlığından,
* Bir tane bile yeni cümle kuramayacak kadar vizyonsuz bu ORGANiK KÜTLE'nin "kifayetsiz muhteris"liğinden,
* Birçoğunu şahsen tanıdığım ve kendi mikro hayatlarında faşizmin kitabını yazdıklarını gayet iyi bildiğim önder bozuntularının tarihsel yüzsüzlüğünden,
* içlerindeki yaşlıların, yani eski/çakma devrimcilerin kaşarlığından, hâlâ onlara biat edebilen gençlerin salaklığından,
TiKSiNDiM!
bu dangozların bir ankara yürüyüşü planı vardı, noldu ona ya? böyle öncü insanlar önderliğinde yığınlar ankara'ya falan yürüyecekti. bakın samimi söylüyorum bu planlarını okuduğumda mussolini'nin meşhur roma yürüyüşü aklıma gelmişti. bunu türk medyasında bir tek engin ardıç fark etmiş ve o hırçın üslubu ile yoldaşşaklarımızı itin götüne sokmuştu. tabii, sosyalistlerin, çoluğu çocuğuyla katledilecek bir çarlık sarayı gözlerinin önlerinde durmayınca tüm o devrimci pratikleri gidiyor ve sağdan soldan devrim yolu araklıyorlar. ammavelakin, gelgelelim türkiye'de 1960larda bu işin esaslıları o yolu denemişler fakat tutturamamışlardı. 1920lerin italyası değil komrad burası.
nicelik olarak zaten öyle de, nitelik olarak da çok siklenilesi bir oluşum değil. en nihayetinde bu oluşumun dönüp dolaşıp geleceği yer, aynı tayyip erdoğan gibi gezi eylemlerinin gezi eylemi olduğu dönemde eylemleri 'darbe' olarak niteleyen, ama eylemin boyutlarıın haliyle pastanın büyüdüğünü görünce neandertallerini eylemlere salıp, eylemlerin itibarını ve katılımı düşüren adamın partisi olacaktır. geziden prim yapaya kalkanlar eylemlerin itibarını sıfırlayanlar, aynı ermeni soykırımını ananların ermeni mallarına konanlar olması gibi. ayrıca geçen akplilere saldırıp her zamanki sosyalist yavşaklığıyla suçu akplilere atmaya kalktılar.
gezi eylemlerinin üzerine çöreklenmek amaçlı bazı bölücü çevrelerce desteklenen ibnemsi hareket. kısacası cihangir solcuları birliği gibi bir şey. bir de bu mallar halkı temsil ediyoruz falan diyorlar ya ona çok gülüyorum. ciddi ciddi gezi eylemlerine herhangi bir katkıları olduğunu falan sanıyor bu dallamalar.
takılmışlar bir teröristin kuyruğuna hümanizmden bahsediyor yavşaklar. ulan sizin ağa babanız gezi'ye darbe dedi tayyip'in elini eteğini öptü. sikmişim sizin yapacağınız muhalefeti.
bakın bu yavşakların çoğu kenan evren'i yargılatacağız ayağına tayyip'in anayasasına yetmez ama evet diyenler. kenan paşa tabi ki yargılanmadı. bodrum'da gayet sağlıklı allah uzun ömürler versin. emekli maaşı da yatıyor.
uzun lafın kısası bunlardan bir yol olmaz. çünkü bunlar hükümete değil cumhuriyete ve devletin sistemine muhalefet. ülkeyi yıkmaya çalışan yavşaklar bunlar.
bu haziran müsveddeleri halk ayaklanıp halk cephesi gibi öncü savaş veren örgütlerin desteği ile taksim'e girildiğinde temsili bir çadır bırakıp meydanı açalım diyordu. ne zaman halk ayaklanmasının önderi oldu?
kimisinin "yüzde bilmemkaççılar" diye dalga geçtiği harekettir. dedikleri, şu sıralar yüzde bilmemkaça bile ihtiyaç duyan hdp'nin birleşik haziran hareketi'nin de desteğini almak için uğraştığı gerçeğini değiştirmemektedir.
daha da önemlisi, tutumlarıyla ak-pkk işbirliğinin gerçek yüzünü ortaya çıkarmış olmalarıdır.
hdp'nin oyununa gelmeyen, sosyalizmin ne olduğunu bilen bir harekettir. tutumları takdire şayandır. soner yalçın akp-pkk ittifakının oyununu ve birleşik haziran hareketinin tutumunu yazmış:
hiçbir gerçek sosyalist, emperyalizmin kışkırttığı ve desteklediği mikro milliyetçiliğe destek vermez, veremez... emperyalizmin klasik "böl ve yönet" taktiğine geçit yok!...
Rte'nin ağzına bakmaktan Akpliler nasıl, ne yaptığını bilmiyorsa; zıt görüşteki bu grup da bilmiyor. Biraz bir şeyler yapmaya çalışıp bölünürler. Net bir dünya görüşü olmayanlar, bir hayalleri bulunmayanlar, döneme göre her şeye karşı çıkanlar tutunamazlar. Savrulup giderler.
haziran ayında olması kötü olmuş. şimdi katılacağız, biz de varız diyenler haziran ayında bikiniyi, şortu çekip güneye akacakları için pek rağbet görmeyeceğini tahmin etmek zor değil.
alternatif olarak birleşik mart hareketi organizasyonu yapılabilir. hem kedilerde anılmış olur.