Gezi ruhunu canlandıracaklarmış, haziran olmaz yalnız abi, hava denize giremeyecek kadar soğuk ancak bir hırka alıp çıkacak kadar sıcak olmalıdır. Haziran dediğin denize gidiliyor. Tutmaz bence.
len zibidiler, böyle salakça eylemlerle hükümeti düşürmeye çalışacağınıza adam gibi örgütlenin, partilerinizi adam edin, milletin gözünde "güvenilir-ülke yönetebilir" hale gelmeye çalışın.
akp yi hep sevmiyoruz ama alternatif olarak duran soytarı tayfasını gördükçe mecburen tav oluyoruz.
Birleşik haziran hareketini anlamak için Türkiye'nin siyasi, toplumsal ve ekonomik vaziyetini iyi anlamak, solun buna verdiği veya veremediği refleksli hareketleri yorumlamak buradan politik bir analiz çıkarmak gerekir. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu ve solun geçerliliğini görmek için tarihe bir göz atmak gerekir ve buradan bakarak haziran hareketinin nerede durduğunu kavramak lazım.
Sol yaklaşık 30 yıldır ülkemizde alternatif yaratabilmiş değil. Bunun bahanesi olarak birçok şey sayılabilir; 12 eylül darbesi, 1991 reel sosyalizmin çözülüşü... Şimdi doksanlarda yaşıyor olsaydık bu bahaneler bir nebze geçerli olacaktı ama şu an o durumun pek gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Türkiye solu artık alternatif yaratmak zorunda, iktidar ve ülkenin vaziyeti ortada faşizme geçişin yaşandığı bir süreçteyiz ve solun artık kendi saçma iç tartışmalarını bırakıp topluma yüzünü dönmezi lazım. Solun artık o geleneksel kafa yapısını aşması lazım. Yani sol gidip haziran içinde kaç tane işçi varı değil nasıl daha fazlasını yaparız meselesini tartışmalı. Mesela bazı sol yapılar haziran seçim birlikteliğidir, düzen içi muhalefettir gibi karalama yapmayı bırakmalı çünkü zaman örgütsel çıkar ve karşıtlık zamanı değil zaman tek yumruk olma zamanı.(Bu tarz tartışmaların solu ne hale getirdiğini yetmişlerde fazlasıyla gördük. Gördük ki sadece faşizm tanımını tartışmakla, Marksist literatürü kullanarak iki makale yazmakla devrimci olunmuyor).Bu kafa yapısı 1996'da kurulan Özgürlük ve dayanışma partisi projesini çökertti. Her grubun derdi parti içinde kendini öne çıkarmak koltuk kapmak olunca (tabi bunlar devrimcilik adına yapılıyor! ) parti yavaş yavaş dağıldı tabi Kürt meselesindeki görüş ayrılıklarını da görmezden gelmemek lazım. Türkiye'nin belki de yaşayan en önemli Marksisti Devrimci yol önderinin dediği gibi:'Devrimci siyaset;kendi örgütsel varlığını değil ülkenin ve toplumun durumunu, emekçi halkın genel çıkarlarını önde tutan devrimci bir anlayışa sahip olmakla mümkündür.'
Solun siyaset arenasındaki varlığına bakarsak gündeme müdahale edemeyip daha çok gündemle birlikte sürüklenen bir sol görüyoruz. Belki yanlış bir söylem olacak ama insanlar ölmeden solun kitlesel eylemler yaptığını pek görmüş değiliz aslında burada solun gündeme de müdahil olamadığını görüyoruz. Bu noktada çözümün belki de yıllardır halk tarafından dillendirilen 'bu sol niye birleşmiyor yahu ' sorusuna cevap vermekle ortaya çıkacağını söyleyebiliriz.(Haziran hareketi salt bir solun birlik projesi değildir.) Ve baktığımız zaman tüm bu sorulara sorunlara diyecek tek cevap var : HAZiRAN . Bu noktadan sonra hesabı kapatmanın vakti gelmiştir ve herkes artık haykırmalıdır: BURADAYIZ, HAZiRANDA !
27-28 aralık'ta ankara'da yapılan 1. Türkiye Meclisi toplantısı sonuç bildirisi şu şekildedir:
Katiller ve hırsızlar iktidarıyla karşı karşıyayız!
15 yaşında bir çocuğu öldürtüyor ve sonra meydanlarda yuhalatıyorlar. Kendi çocuklarına ise para sıfırlatıyorlar.
Bu kokuşmuş düzene karşı ayaktayız!
Dayatılan ahlaksızlığa suç ortağı olmak, onursuz bir yaşama boyun eğmek zorunda değiliz.
Gelin birlikte yürüyelim!
Ülkenin dört bir yanından 46 ilden, 137 meclisten gelen 1500 delegeyle Ankarada toplandık.
Birleşik Haziran Hareketi, 2013 Haziranında tüm ülkenin üzerine doğan güneşi yeniden okullara, iş yerlerine, sokaklara taşımaya kararlıdır.
Tek bir işçi kardeşimizin bile iş cinayetlerinde ölmeyeceği bir ülkeyi kurmak için ayaktayız!
Kadınların özgürce dolaşacağı, cinsiyet ve cinsel yönelimi nedeniyle öldürülmediği, şiddet ve tacize uğramayacağı sokaklar yaratmak için ayaktayız!
insanların milliyetine, dinine, mezhebine göre yargılanmayacağı, halkın başına gökyüzünden bombaların yağmayacağı, yeni Roboskilerin olmayacağı bir memleket için ayaktayız!
Bölgemizde savaş çığırtkanlığına ve emperyal heveslere geçit vermeyeceğiz. Halkların barışı için ayaktayız!
Derelerimizden bir damla bile suyun çalınmayacağı, tek bir ağacın bile kesilmeyeceği özgür topraklar için ayaktayız!
Çocuklarımızı ortaçağ karanlığına teslim etmeyeceğiz. Çocuklarımız için ayaktayız!
ilk barikatı kuruyoruz!
Dindar ve kindar bir nesil yaratmak için dayatılan eğitimde gericiliğe izin vermeyeceğiz!
Gericiliğe karşı laiklik için ayaktayız!
Sokaksa sokak, boykotsa boykot!
Bizi kavgaya davet ediyorlar, davetleri kabulümüzdür!
mavcut siyâsî partiler yasasınıñ birçok siyâsî düşünceyi meclis dışı kılması soñucu 1980 darbesinden bu yana bir sıkıntı zaten vardı. Eñ soñ işte 31 mayıs 2013 gezi parkı direnişi ile halk kitleleri siyâsî taleplerini dile getirecek yeñi bir zemin oluşturmuşlardır. Ancak polis tarafından parkıñ kapatılması ve eylemcileriñ parktan çıkarılması soñucu bu zeminiñ geñişletilmesi gerekmiştir.
Zemin, çok geçmeden mahalle parklarına, yânî yérel direnişlere kaymıştır. ilki abbasağa dayanışması olup kısa sürede tüm illere sıçramıştır. bu süreçte geziciler, aralarında iletişim kurmayı öğrenmiştir (karar alma mekanizmaları, vb.).
ardından kış başlamış ve geziciler evlerine dönmüştür. Haziran 2014'te geziciler yeniden mahalle meclisleri oluşturmaya ağır ağır başlamıştır. Ağustos'ta bazı meclis dışı sol partiler, gezicilere forumları birleştirme çağrısı vérmiştir (bkz: ödp) (bkz: tkp)**. Geziciler, Birleşik Muhalefet Hareketi adıyla il il gezmeye ve mavcut forumları tek bir çatıda toplamaya çalışmıştır.
Bunuñ soñucunda Ekim 2014'ten bugüne dek olan süreç başlamış ve "birleşik haziran hareketi" adına bürünüp aşağıdaki doktrini benimsemiştir:
--spoiler--
Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, kamucu, dayanışmacı, laik, bağımsız, toplumcu bir cumhuriyet ve ülke için; gericiliğe, faşizme, emperyalizme, piyasacı yağma düzenine ve bunları temsil eden AKP rejimine karşı birlikte yola çıkıyoruz.
--spoiler--
46 ildeki toplam 137 mahalle meclisinden gelen toplam 1332 delegeden oluşan ilk Türkiye meclisi, 27-28 Aralık Tarihlerinde Ankara'da toplanmıştır. (bkz: 1. Türkiye meclisi soñuç bildirgesi)
Birleşik Haziran Hareketi'niñ ilk adımı da laik ve bilimsel eğitim için sokağa çıkmak olacaktır. çağrıya göre 11 ocak 2015 saat 13:00'da herkesi sokağa çıkmaya çağırmışlardır. bence ilk adım için çok iyi başlangıçtır: eğitim şart > bilimsel eğitim şart > laik ve bilimsel eğitim şart > lan o zaman neden sokağa çıkmayalım?
hareketiñ büyümesi için gerekenler bence aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- öndersiz olması
- yerelden genele örgütlenmesi
- imeceli iş yapması
- hiçbir üyesine doğrudan yetki vermeyip, kolektif olarak inisiyatif kullanması (bkz: çoklu imzâ)
- mahalle evleri kurması (bkz: caferağa dayanışması mahalle evi)
- partiler üstü kalması
11 ocak 2015'te toplam 43 ilde éylemler gerçekleşirken aynı ânda hem mersin hem ilçesi tarsus hem de Adana'nıñ ayrı ayrı éylem yaparak böylece 80 km içinde 3 ayrı yürüyüş düzenlemiş olan harekettir. değişikmiş.
ha, bu arada 9 şubat 2015'te okulları boykot édeceklermiş. o zamana dek de mahalle mahalle sokak sokak kampanya yapacaklarmış. boykotuñ amacı aynı: imam-hatipleştirilen okullarıñ géri alınması ve zorunlu din dersleriniñ kaldırılması.
haziran ayında olması kötü olmuş. şimdi katılacağız, biz de varız diyenler haziran ayında bikiniyi, şortu çekip güneye akacakları için pek rağbet görmeyeceğini tahmin etmek zor değil.
alternatif olarak birleşik mart hareketi organizasyonu yapılabilir. hem kedilerde anılmış olur.
Rte'nin ağzına bakmaktan Akpliler nasıl, ne yaptığını bilmiyorsa; zıt görüşteki bu grup da bilmiyor. Biraz bir şeyler yapmaya çalışıp bölünürler. Net bir dünya görüşü olmayanlar, bir hayalleri bulunmayanlar, döneme göre her şeye karşı çıkanlar tutunamazlar. Savrulup giderler.
hdp'nin oyununa gelmeyen, sosyalizmin ne olduğunu bilen bir harekettir. tutumları takdire şayandır. soner yalçın akp-pkk ittifakının oyununu ve birleşik haziran hareketinin tutumunu yazmış:
hiçbir gerçek sosyalist, emperyalizmin kışkırttığı ve desteklediği mikro milliyetçiliğe destek vermez, veremez... emperyalizmin klasik "böl ve yönet" taktiğine geçit yok!...
kimisinin "yüzde bilmemkaççılar" diye dalga geçtiği harekettir. dedikleri, şu sıralar yüzde bilmemkaça bile ihtiyaç duyan hdp'nin birleşik haziran hareketi'nin de desteğini almak için uğraştığı gerçeğini değiştirmemektedir.
daha da önemlisi, tutumlarıyla ak-pkk işbirliğinin gerçek yüzünü ortaya çıkarmış olmalarıdır.