birisini affedemeyecek kadar çok sevmek

    1.
  1. aşkın hallerinden.

    hepimiz şu fani dünyada aşklar yaşıyoruz. kimi zaman giden oluyoruz kimi zaman kalan. kimi zaman aldatıyoruz kimi zaman aldanıyoruz. çoğu zaman da biten aşklara,ilişkilere ikinci şanslar veriyoruz, yeni denemeler yazıyoruz aşk kitabının sayfalarına. bazen değerlendiriyoruz bu şansları bazen değerlendiremiyoruz.

    bazen de birini, onla yaşanan aşkı diğer tüm aşklarımızdan farklı yaşıyoruz. sevdiğimiz insana çok büyük anlamlar yüklüyor, hayatımızın merkezi , kabesi yapıyoruz. tüm dünyadan uzaklaşıp sadece onunla oluyoruz. bir süre sonra yaşamak dediğimiz ne varsa o oluyor. o olmadan uykunun da, yemenin de ,içmenin de tadı olmuyor.

    ve gün geliyor böyle kutsallaştırdığımız, anlamlar mertebeler yüklediğimiz insan gidiyor. yıkılıyor gönlümüzün kabesi. yönsüz kalıyor, bocalıyor, hayal kırıklıklarının, kızgınlıkların acıların en büyüğünü yaşıyoruz. bir yanda onsuz kalmanın hasreti, bir yanda böylesi aldatılmanın ateşi tüm benliğimiz yakıyor.

    bir yanımız dualar ederken tekrar ona kavuşabilmek için, bir yanımız en büyük bedduaları ediyor bizi bu kadar yaktığı, yıktığı için. ona olan sevgimiz kadar nefretimiz de gün be gün büyüyor.

    ve içimizde çok içimizde bir yerlerde biliyoruz. o her zaman en çok sevilen ama hiç affedilmeyecek olan olarak derinlerimizde bir yerde yaşıyacak.
    50 ...
  2. 10.
  3. şöyle diyordu:

    bana yaptığını sana bağışlıyorum ama kendine yaptığını nasıl bağışlarım?
    7 ...
  4. 12.
  5. istisnasız her gece rüyama giriyor, rüyada bile uzatamıyorum ellerimi ona doğru. herhangi bir anda yutkunamadığım oluyor, diyorum ki şimdi başkasının dudaklarına değiyor nefesi. her gün bakıyorum fotoğraflara, ağlaya ağlaya, sarsıla sarsıla, nefret etmek istiyorum, hiç sevmemiş gibi yapmak...beceremiyorum. bunları beceremediğim zamandan beri ondan değil de kendimden soğuyorum. dön diye ağlıyor, çok istiyorum, yapamıyorum. ölene kadar ne gözlerini unuturum, ne de ihanetini. kısır döngüleri vermişken bana bu kadar, artık kendime bile dönemiyorum.
    7 ...
  6. 17.
  7. affedilen vazgeçilendir gibi saçma sapan bir laf vardır. girişi bunun yapmış olayım.

    bir şeye ne kadar bağlanırsan beklentin bununla doğru orantılı olarak büyük oluyor. biri ile yaşadıkların ne kadar baş döndürücü olursa, akabinde gelen ayrılık dayandığında kapıya anılar o kadar çok acıtıyor.

    iki cümleden ayrılığa geliverdim. işte bundan sonra devreye ilk cümledeki beklenti sonrası oluşan hayal kırıklığı giriyor.
    bu kırıklığın ilk etkisi, belki de en büyük etkisi, gurur yapışıyor yakana. hesap soruyor bir zamanlar dünyaları değişmediğinden. hesap sordurtuyor sana.

    gurur insanın en kötü dostudur. ama lanet olsun ki hep haklı çıkıyor...

    ve umut bitiyor. geriye ara sıra akla gelen * eski olan her şey kalıyor. ilkler, ilklerin devamında gelen eşsizlikler... ama ne olursa olsun bunlar sadece gülümsetiyor. başka da bir fayda sağlamıyor sana. aksine daha dA yıpratıyor.

    ve istemeye istemeye vazgeçiyor insan. işte o vazgeçilen özleniyor, özleniyor...
    5 ...
  8. 4.
  9. aşk herşeyi affeder mi?

    aşk her türlü affeder.

    affedemediğin kendinden başkası değildir..
    4 ...
  10. 9.
  11. sevgiye ihanet'i, ne kadar severse sevsin af edemiyor insan oğlu. hayatının en değerli şeylerini uğruna feda ettiğin, güvendiğin, her kusuruyla sevdiğin, varlığının bir parçası olarak gördüğün, gün geliyor seni terk ediyor. nefret ediyorsun ondan. affedemiyorsun, hala onu sevmene rağmen.
    3 ...
  12. 5.
  13. 2.
  14. nefretin aşk kadar güçlü bir duygu olduğunun göstergesidir.
    2 ...
  15. 7.
  16. gerçekten sevmektir.
    zira sevmediğiniz insanın yapıp ettikleri o kadar etkilemez sizi. ne hali varsa görsün dersiniz.
    2 ...
  17. 11.
  18. seni hiç sevmiyorum ve senden nefret ediyorum sözleriyle karşısındakinin canını acıtmak; ama hala belki de çok sevmektir. yok lan, seven affeder. bağışlar ve de sevdiğiyle olur. can acıtmak da bir yere kadar; affetmeyen kincidir kinci. eninde sonunda affeder mi? belki birgün; belki bir zaman, belki bir aralık, belki bir an hiç ummadığınız bir an... varsayımlar üstüne konuşmak güzeldir; umut vaad eder ne de olsa varsayımlar gerçeklikle örtüşmeseler bile.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük