susarım..
konuşursam onun kırdığından daha çok kırarım diyerek susarım. her sustukça da içime ağlarım. yeri gelir dışıma ağlarım. ağlarım be elden ne gelir ki..
Biriktiririm, biriktiririm sonra bir gün içim o kişiye karşı tamamen soğur, geri dönüşü de olmaz. Sonrası zaten uzaklaşmak. Bugüne kadar hep böyle oldu, o noktaya gelmem zor olsa da böyle saçma bir gerçeklikte yaşıyorum.
Susarım ve içime atarım. Sonra onlar sinsi sinsi birikiyor ve bir patladım mı offf, yer yerinden oynar. Gerçi daha önce hiç yapmışlığım yok ama kinciyim yani. Olay anında tartışmayı sevmem. Olayı önce kendi içimde enine boyuna tartışıp halletmem lazım.
Beni kırabildiğine göre değer verdiğim biri olsa gerek diye düşünürüm. Verdiğim değeri geri almadan evvel nedenini sorgularım. Dostlarımın her zaman hatalarını telafi etme şansları vardır benim gözümde. Bu nedenle bir şans daha verir, o kişiyle ilgili kalbimin sesini dinlerim.
Bu zamana kadar gerçekten 1 kişi haricinde kimseyi kırdığımı düşünmüyorum. Ama sürekli kırılıyorum bazen alıngan olduğumu düşünüp kendi kendime "saçmalama" diyorum ama bunu dedikten saniyeler sonra gerçekten çok kırıldığımı ve benim alınganlığımla bir alakası olmadığını anlıyorum. Gel gelelim kırıldığımda ne yaptığıma kırıldığımda soğuk davranırım çünkü karşımdaki insan kırıldığımı anlayıp benden özür dilesin isterim ve masumluğuma gömülürüm.