kolay kolay kırılan bir tip değilim .o çok nadir anlarda da reset düğmemi kullanıyorum genelde. uçuyor bir süre sonra o kırıklık ben başka işlerle uğraşırken . genelde bir şeyler karalarım o anlarda. bazen resim olur bazen ufak bir hikaye.
Tabii ki yine kendime kızarım böyle bir duruma düştüğüm için. Nasıl kontrol edemedim, neden böyle oldu diye?
Birisine kırılmakla çok kırılmak arasında da fark olduğunu düşünerek çok kırılacak kadar değer verdiğim insan sayısı o kadar az ki onlar da böyle bir şey yapmadılar şimdiye kadar inşallah da yapmazlar.
ilk önce sessizliğimi koruyup anlamasını beklerim, anlamazsa kendisinin de kalbi kırılır maalesef. isteyerek yaptığım bir şey değil kıranı kırıyorum. Keşke kırılmasam :d.
Sevdiğim birine kirildigim zaman gönlümün alınmasını isterim güzel sözlerle yaklaşımlarla ama öyle gönlü güzel tatlı dilli bir hatunu nereden bulayım bendeki bu şans ile.
Konuşurum, neden yaptın derim uzunca sorarım ama sonunda yine affederim yine bırakamam. Sonuç mu ne olur ? O tekrar aynısını yapar ben de aptallığımla kalırım.
Işık hızıyla soğur, iletişimimi keserim. Bu bir akraba ise ve mecburen konuşmam gerekiyorsa , mecbur kalmadığım zamanlar da aramam sormam. Uçlarda ki sevgi anlayışım bunu gerektirir. Ya hep ya hiç.
Kırgınlığımı telafi etmesi için fırsatlar veriririm. Uğraşmasını görmek bile yeterli olur benim için ama bunu bile yapmadığını görürsem gözyaşına bakmadan hayatımdan atarım. Bunu yaptığım kişilerin umurunda olmuyor zaten ne yaptım neden yaptım. Hayatların aynen devam ediyorlar.
öncelikle beni ne kadar kırdığını anlayacak şekilde itin götüne sokarım daha sonra beni bir kez kıran yine kırar mantığıyla hayatımdan tamamen çıkarırım.
bir şey yapmaktan ziyade; eğer kırılmışsam, benim için değerli biridir ki kırılmışımdır.
bu sebeple de kırıldığımı kendisinin anlamasını beklerim, benim bir şey yapmam ve söylemem anlamsız.
zaten çok değer verdiğim ve bana da değer veren biriyse, küçücük bir bakışımla bile kırıldığımı anlayabileceğini umuyorum.
Konuşurum, hem de apaçık, tüm çıplaklığıyla, eğilmeden, bükülmeden, çark etmeden.
Hiç zaman kaybetmeden, o insana kinlenmeye fırsat vermeden, senaryolar düşünmeden.
Dinlerim uzun uzun...
ikna olursam benimdir, ikna olamamışsam ve kırıcı olmaya devam ediyorsa zaten hiç benim olmamıştır.
Sevdiğim ve değer verdiğim insanın dışında kimse beni kıramaz. Kirildiysam sevdiğim insan tarafından gönlümün alınmasını benim için cabalamasini isterim. Ama bunu yapması için duygulu, düşünceli, merhametli ve sizi çok seven birisi olmadı lazım.
ağlarım, birinin beni kırabilmesi için gerçekten değer vermem, sevmem lazım. kimseyi kolay kolay sevemezken gelmiş beni kırmış, tam bu sebepten kolay kolay unutamam da, al işte bir daha kime nasıl değer veriyim ben.
Genel tavrım her zaman susup geri çekilmektir. Huzurum bozulsun istemem, güçsüz görünmek istemem, zayıf görünmek istemem, kırmak istemem, utandırmak istemem, o an sorun etmem ya da ilk başta kırıldığımı anlamam. Şoka uğramak gibi bir şey bazen duyguların bana hissettirdiği. Bomba patladı, ben yandım ama şokun etkisi ile hemen anlamıyorum.
Bir şekilde benim sessizce geri çekilmek için hep bahanem oluyor ama bazen geri dönmek için yine bahanelerim oluyor. Yanisicilik çok kırılırsam daha çok kırmak için geri dönme ihtimalim olabilir, bilemeyiz. Hiç olmazsa ben bilmiyorum.
davranışlarım iki aşamalı olur; önce üzüldüğümü ona söylerim ve benden özür dileyip aynı hatayı tekrar etmemesi için bir şans tanırım. baktım ki beni tekrar kırmaktan çekinmiyor o zaman soğurum ama bu soğuma öyle geçici bir soğuma olmaz benim için. bu soğuma, bir daha onun yüzünü ve sesini duymak istemeyecek kadar, hatta hayatımın dışına atacak kadar uzaklaşmayı ifade etmektedir.