birinin yokluğunu hissetmek

    1.
  1. varlığıyla hayatınıza bir dönem pek çok şey katmış o insanın, fiziken çok uzaklarda olmasa dahi kendisinde o eski sıcaklığı, yakınlığı, muhabbeti bulamamanız sebebiyle içine düştüğünüz geçmişi biraz özlem biraz da sitemle anmanızı sağlayan ruh hali.

    yüzüne baktım. bir bankta yanyana oturuyorduk. sigara içiyorduk, bacaklarımız birbirine değiyordu. solgun bir güneş bulutların ardından batmaya çabalıyordu, ben ise onu anlamaya çabalıyordum...

    ben büyük sevdalardan kırıp dökük, yenik çıkmış biri değilim, ayrılışlarım hep kolay oldu. ancak tanıdıklarımdan çokça dinledim. insan ayrılsada içinde varlığını taşırmış o kişinin. ya da bazan bacağı kesilenlerde görüldüğü gibi, olmayan bacak kaşınırmış ya işte böyle bişeymiş insanın sevdiği, alıştığı birisinin yokluk hissi.
    26 ...
  2. 4.
  3. alışkanlık yahut aşk . adı her ne ise, sevdiğiniz değer verdiğiniz , beraber güldüğünüz ve kimi zaman beraber ağladığınız, onun sevinçleriyle mutlu olmayı başarmış kişiyi kaybetmenin akabinde kişinin artık bir nedeni kalmamışlığın içine düşmesi ve hayatın bir amacının artık kalmamasının getirmiş olduğu durum. his.
    3 ...
  4. 9.
  5. telefon ekranına bakıp bakıp hüzünlenmektir bazen, hani bir mesaj hayat kurtaracakmış gibi.
    en fenası bu boşluğa birilerini koymaktır. aynı anda birkaç kişiyle flört eder, yakınlaşır ama yine de bu yokluk hissini geçiremezsiniz. yazık olur.
    3 ...
  6. 6.
  7. yokluk hissedilecekse bunun illaki birisi olması şart değil. kimi zaman paranın kimi zaman besin maddelerinin kimi zamanda insanların yokluğu hissedilebilir. aslında hepside birbirine benzer paranın yokluğunda yoksulluk, besin maddelerinin yokluğunda açlık, insanın oğlunun yokluğu ise kalpde bir ağrı, yalnızlık vb. gibi durumlar hissettirir. hepsinin ortak özelliği ise acı çekmektir.
    3 ...
  8. 5.
  9. yanındayken yokmuş gibi hissettiriyorsa en büyük acıdır.
    3 ...
  10. 12.
  11. dolmuş şoförünün dolmuştaki boşluğu hissetmesi gibidir.* her zaman illaki sevdiğiniz biri yoktur yanınızda, eksiktir. bu yüzden de sürekli hissedilen bir duygu.
    3 ...
  12. 33.
  13. na yaşamış, ne yaşıyor, ne yaşar halleridir.
    3 ...
  14. 13.
  15. iLLA TANIDIK BiRi OLMAK ZORUNDA DEĞiLDiR, YOKLUĞU HiSSEDiLEN
    BAZEN, HAYAT BOYU ARANIP, BULUNAMAYANDIR.
    BAZEN, ARADIĞINI BiLE FARKETMEZ iNSAN.
    AMA BiLiR iÇiNDEKi YOKLUĞUN MANASINI.
    2 ...
  16. 8.
  17. biri hayatınızda yirmilik diş gibi değil de güldüğünüzde varlığıyla yüzünüze anlam katan ön dişiniz gibi var olabilmişse yokluğunu hissetmem diyecek en babayiğidin alnını karışlarım sözlük. *
    yirmilik diş ağrısıyla hissettiriyor kendini ve çekildimi gidiyor aman kurtuldum diyerekten.
    2 ...
  18. 7.
  19. bir tanem!
    son mektubunda:
    "başım sızlıyor
    yüreğim sersem!"
    diyorsun.
    "seni asarlarsa
    seni kaybedersem,"
    diyorsun,
    "yaşayamam!"

    yaşarsın, karıcığım,
    kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;
    yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı,
    en fazla bir yıl sürer
    yirminci asırlılarda
    ölüm acısı.

    ölüm
    bir ipte sallanan bir ölü.
    bu ölüme bir türlü
    razı olmuyor gönlüm.
    fakat
    emin ol ki, sevgili,
    zavallı bir çingenenin
    kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
    geçirecekse eğer
    ipi boğazıma,
    mavi gözlerimde korkuyu görmek için
    boşuna bakacaklar
    nazım’a!

    ben,
    alacakaranlığında son sabahımın
    dostlarımı ve seni göreceğim,
    ve yalnız
    yarı kalmış bir şarkının acısını
    toprağa götüreceğim...

    karım benim!
    iyi yürekli,
    altın renkli,
    gözleri baldan tatlı arım benim;
    ne diye yazdım sana
    istendiğini idamımın,
    daha dava ilk adımında
    ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
    kellesini adamın.

    haydi bunlara boş ver.
    bunlar uzak bir ihtimal!
    paran varsa eğer
    bana fanila bir don al,
    tuttu bacağımın siyatik ağrısı.
    ve unutma ki
    daima iyi şeyler düşünmeli
    bir mahpusun karısı.

    nazım hikmen ran (11/11/1933)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük