Tek kişi yaşamanın, kimseye hesap vermemenin 'kendine dâhi' rahatlığını hiçbir şeyde bulamayız.
Tercihlerimizin bizi mutlaka bir şeylerden mahrum bırakacağı gerçektir. Bunları çok fazla hesaplarsak ikilemde kalırız mevcut pozisyonumuzda kalmaya daha yatkın oluruz o yüzden genellikle.
ilk önce birinin hayatına dahil olmayı becerebilmek için kafamızdaki soru işaretlerinin ortadan kalkması gerekir. Hayattan beklentimizin ne olduğu sorusu ise en önemli sorulardandır. Bunu netleştiremediğimiz takdirde bizim için işler pek de yolunda gitmeyecektir. Ònce bizim net olmamız gerek.
Yine de birinin hayatına dahil olmayı hiçbir şekilde beceremiyorsak o halde dahil olmaya çalışmamak daha dogru bir tercih olabilir. Bu hiçbir şeyin sonu değildir. En büyük dert de sayılmaz. Herkes hayatı iki kişilik yaşamak mecburiyetinde de değildir. Bunu bir dayatma, baskı altında gerçekleştiren insan, sanki esir düşmüş, bütün özgürlükleri elinden alınmış gibi hissedebilir kendini. Bu da berbat bir psikolojidir. Kişi dediğim gibi kendisini anlamalı, tanımalı ne istediğini bilip öyle yaşamalı bu hayatı.
sonradan pişman olacağı kararlar almamalı.
o kişinin hayatını becermekten yeğdir.
istenmediğin yerde ne durursun arkadaşım.
az gururlu davranıp siktrolup gitsenize.
yahu ne ıssız adam dolu lan burası,
pozunuzu yiyim sizin.
yarınız ada, yarınız ıssız.
mk imoları.
Dogru kisinin hayatina dahil olmak icin cabalamadiginizin gostergesidir.
Bu is satranc gibi. Dogru zamanda, dogru yere dogru hamleyi yapmiyorsaniz kaybetmeye mahkumsunuz.
Donup arkaya bakmak sadece buyuk pismanliklari getiriyor yaninda. Sonra da gecen zamana ve kacirdiklariniza hayiflaniyorsunuz. Sonrasinda ise gelsin depresyonlar gelsin antidepresanlar.
Arkaya bakmadan yurumek en guzeli sanirim. Tabi eger basarabiliyorsaniz.
Sadece hayatına dahil olmak değil dizlerinin dibinde ölmek istersin ama kabul etmez ya da sen uğrunda ölmeyi beceremezsin. Almaz seni içine sen ne kadar girmek istesen bile. Kader der vurursun rakının dibine.
o kişi tam olarak benim efendim
açıklayayım o kadar odunum yobazım ki ölsem ilber amca haklı yani neyse çok dertliyim bu konuda dahil olamıyorum ama çıkamıyorum da ne iş bende anlamadım ben gelsem o da gelecek gelmesem o geliyor ben gidiyorum derken sonuç böyle avare.
Çağımızın en vahim problemidir. insanların hepsi sevilmek istiyor, dikkatinizi çekerim sevmek değil sevilmek... Bu yüzden çevresinde insanlar olsun istiyor, bir sosyetenin içine dahil olmak gereği hissediyor içsel olarak. Fakat bu sevgisiz ve egolarla örülü yaşam biçimi bazı sorunları da beraberinde getiriyor. ilişki için konuşacak olursak, hep bir taraf daha çok seviyor diye tespit ettiğimiz durum gerçekleşiyor. insanlar sorumluluk sevmez, her şey kendi istedigi şekilde gerçekleşsin isterler. Empati yeteneği kazanamadıkları için karşı tarafın hislerini anlayamazlar. Ve çıkar ilişkileri başlar böylelikle... Kendi bencilliklerini ön planda tutan insanlar başkalarının hayatlarına dahil olamazlar. Çünkü insanlar yapı gereği komünal yaşayan varlıklardır. Açık bir ifadeyle karşılıklı sorumlulukla yürür insan ilişkileri. Ama insan malesef özverili değil günümüzde. Hatta şöyle özetleyebilirim tüm durumu: bir insana şimdi fazladan bir nefes al ama o senin yaşamana ekstra bir katkı sağlamayacak dersen, insan o nefesi almaz.
ne yazık ki hayatın içinde yer alan, normal bir olaydır. çok seversiniz onu, ortak noktalarınızı belirlemeye, ona yakınlaşmaya çalışır ancak bir türlü aynı sıcak karşılığı, aynı çabayı alamayabilirsiniz. sonuçta da geri çekilirsiniz.
bu birilerinin hayatına dahil olma işini öncelikle irdelemek gerekir. "amaçlı iletişim" denilen zıkkımın tezahürü aslında bu dahil olma-olamama işi. halbuki işleri akışına bıraksak bu kadar büyük hayal kırıklıkları yaşamayacağız. mesela; ben biriyle arkadaş-dost olmuşsam bu kendiliğinden gerçekleşen bir sürecin neticesidir. çaba sarf etmeye, sırf arkadaş olabilmek için onun istediği-beklediği gibi davranmaya ihtiyaç duymam. beraber vakit geçirmekten-görüşmekten dolayı karşılıklı bir memnuniyet durumu hasıl olmuşsa, her şey kendiliğinden gelişir yani.
diğer türlü bir şeyler yaşansa bile devamı gelmez. kısacası; akışına bırakmak da fayda var.
Herkesin başında olan bir şey: ''Birinin hayatına dahil olmayı becerememek''. Evet biz bunu beceremiyoruz ama ne var ki başkaları da bizim hayatımıza girmeyi beceremiyor.
yani kendimiz edip kendimiz buluyoruz.
(aynısı benim başımda)