Düşündüğümüz bildiğimizden çok daha az. Bildiğimiz sevdiğimizden, sevdiğimiz varolandan çok daha az.
Böylece gerçekte olduğumuzdan çok daha az kendimiziz.
"birini çok sevmek" birini çok sevmek demek yani özüyle bu önermeyi tekrarlamak dışında hiçbir yorum getirememek demek zira birini çok sevmek kelimelerin yetmeyen kısmıyla olur.
eğer er kişi sevgisini kelimelere döküyorsa o çok sevmek değildir. Tüm bunların ışığında birini çok sevmek demek "seni seviyorum" demek değildir bunu birde kelimelerin yetmeyen kısmıyla denemektir özüyle hissettirmektir.
Bile bile lades demektir, eğer yanlış kişiyse çok şey kaybetmektir, yaptığı her yanlışı göz ardı etmektir, ne kadar kötü olursa olsun, kimsenin tahammül edemeyeceği şeylere tahammül etmektir, günün birinde seni ortada bırakıp gidince, yalnız kendini değil, aşkın saflığını, aşka olan inancınızı da yanında götürür.
Ruhun yukselisi, sabahlari saatin calmadan uyanma eyleminin yani sira yasadigini iliklerine kadar hissetme, sevmek duygularin en anlamlisi ise o anlami yukledigin kiside buna karsiligini guzel verecek biriyse kalp atislarin esliginde gozlerini kapatip kendini ve hayati dinlemek sevmenin en guzel hediyesidir.
hiçbir işe yaramayan eylem. kendinden ödün vermeden sevmek en iyisi, yoksa kişi yıpranıyor, üstüne de illa ki bir kazık yiyor. insanlar bencil, hepimiz böyleyiz.
sevginin eşit dağıtılmaması durumunda ortaya çıkan saçmalık.
birini çok seven insan diğerinden nefret ediyordur ya da onu az seviyordur.(annesi-babası) işte bu verilmeyen sevgi sadece bir kişide toplanır. bu kişi de genellikle karşı cins olur.
düşünsenize, bundan büyük bir tehlike olabilir mi? varınızı yoğunuzu tek bir insana yatırıyorsunuz adeta bir kumar bu. yapmayın.