Kabullenmektir. Ve bunun bir süreç olduğunu bilip zamana bırakmaktır. Kişi hafızasından kimseyi silemez. Sadece artık acı çekmez ve mecazi anlamda unutmuş olur. Bunun için de zaman şarttır. Zamana bırakabilmek için de, dediğim gibi önce kişi bu durumu kabullenmelidir.
Muhtemelen yanlış yöntem fakat anılarınızda avcılığa çıkın , ondan nefret etmenize yardımcı olacak şeyleri çarpıtarak kullanmaya çalışın.Sonra 3048 km uzağa taşının. Başka hayat kurun.Anısı olan parçaları cezalandırın. Spotify israr ederse Next yapın. Ama asla irtibata geçmeye çalışmayın.Düşerken tüm kayalara çarptığınıza emin olun yere çakılana kadar.Kendi parçalarınızdan kendinizi tekrar inşaa edin.Sonra bir gün sözlükte bu başlığa yazarken yöntemin tamamen hatalı olduğunu farkedin.
Kendini hayatın akışına kaptırmak. Hatta bunu yaparken onu unutacağını hissediyorsun anlıyorsun, işte kırılma noktası burası, sürekli o gelecek gözünün önüne, sen de o görüntüleri sesleri geçiştirip gideceksin,yoluna devam edeceksin, yemek mi yiyorsun yemeye devam et, tv mi izliyorsun izlemeye devam et, bir arkadaşınla sohbet mi ediyorsun, sohbete devam et. Onun görüntüsünü sesini sil o an. işte bunu başarırsan, ki bayağı zamanını alacak iradeni zorlayacak, ama unutacaksın.
Kısaca bunu üç kavramla özetleyebiliriz, zaman irade ve istek.unutma isteği.
Neden unutasınız ki? Unutmak isteyeceğiniz biriyle güzel anılar edinmiş, onu sevmiş olmalısınız. Böyle güzel şeyler yaşadığı birini neden unutsun insan. Bir şarkı duyduğunda insanın aklına bir çift göz, hoş bir söz gelmesi kadar güzel şey var mı. Kimse unutulmak için tanınmaz. Unutmayın. Hatırlamak daha güzel. Üzse de, hatırlamak çok daha güzel.