Unutmak diye birşey yoktur. Sadece alışırsın hatırmalamazsın belki ama o kalbinin en derinindedir. En iyisi mi elde ne varsa yok etmek ve inzivaya çekilmektir. Zamanla acı azalır hissedilmeyecek kadar azalır. Sonra yeni biri. Ne demişler (bkz: çivi çiviyi söker)
sex yapmaktır, sex yaparken kimse gelmez aklınıza, yok evliyseniz her gün aynı kadın sıkar bir süre sonra, gözlerinizi kapatıp eski sevgililerinizi düşünebilirsiniz.
aklına her geldiğinde hadise' nin nerdesin aşkım şarkısı gibi absürt ve düşündürmeyen şarkılar açıp yürüyüş yapmaktır.
ciddiyim. ardından nuray sayarı' nın, pucca' nın kitapları gibi kitaplar alıp alıp okumaya çalışın ki kafanız dağılsın.
çok içmeyin, şahsım at gibi içip iki ay sonunda bünyesini iflas ettirdi zaten içtikçe an flulaşıyor geçmiş berraklaşıyor, gerek yok.
kedi- köpek sevin, çıkın sokağa izleyin o hareketlerini. hakikatten kafa dağıtıyorsunuz. çıplak ayakla çimlere basın, hobi edinin, o var diye görüşemediğiniz arkadaşlarınızı arayın, görüşün.
en azından bunları alışkanlık haline getirince zamanla unutuyorsunuz, zaten hadise dinlerken nuray sayarı okuyan insan' ın hayata karşı bakış açısı nasıl olabilir? işte öyle oluyor.
size değer vermeyen birine neden değer verdiğinizi düşünün ve muhtemelen mantıklı bir cevap bulamayacaksınız iste tam bu esnada mantığınızı kullanıp unutmayı deneyin.
Zamana bırakmaktır. Acısa da zevk almasını bilmektir bazen. Gerritsen demiş ki "ona aşık olmam sadece bir ayımı aldı, çekip gidişini seyretmem bir yıldan fazla. Öğrendiğim tek şey, ilişkinin tek bir günde bitmediği. Sevgililerin çoğu ayağa kalkıp öyle aniden çekip gitmiyor. Bunu yavaş yavaş, adım adım, her seferinde inciterek yapıyorlar."