Cahit zarifoğlu nun mükemmel bir tespiti vardır. insan bastırdığı duygunun esiri olur diye. O nedenle boş vakit geçirmemeye dikkat edip çeşitli aktivitelerle uğraşmakta fayda vardır.
zorlama ile olmaz. bu zırai sürece benzer: nadasa bırakmak, tarlayı sürmek, tohum atmak, büyümeyi beklemek, hasat etmek...diye gider. bir de bakarsın yepyeni bir mahsül.
Yeni biriyle iş çözülür gibi görünse de aynı tadı vermez. O kişi farklıdır çünkü. Hele bi de her gün yanyanaysanız benim gibi boku yediniz demektir. işimiz allah'a kalmış. Ki mevcut koşullarda bana o bile imkansız geliyor. Salak salak arkadaş gibi davranmaya çalışıyorum falan öff aq çok kötü bi his. Biriyle evlense bari de en azından bahanem olur belki. Yengeç burcu bi kızı üzdüm, çaaat allah başka bi yengeç burcuyla mahvetti beni. Güçlü olmaya çalışıyorum tamamen. Çok boktan.
Zamanla unutulur ancak ama o zaman dediğiniz şeyde de 1 sene 5 sene gibi geliyor insana. Daha önce de 1 kez bunun aynısını yaşamıştım. Bi daha olmaz sanıyordum, oluyormuş. Hem de daha kötüsü.
Unutmaktan kast nedir acaba? insan en gereksiz ilkokul arkadaşını bile hatırlar bazen. Önemli olan unutmak değil. Düşününce rahatsızlık veren hislerden kurtulmak. Bu özlemek de olabilir, vicdan azabı da.