birini severken ve ondan karşılık alamazken, ne yaptığınızı anlamadan başka biriyle birlikte olma durumudur. aklınız farklı, kalbiniz farklı yönlendiriyordur sizi. aslında kendinize ve birlikte olduğunuz kişiye çok büyük haksızlıklar yapıyorsunuzdur. bunun bilincinde olup ve halen daha yapmaya devam etmeniz ise daha da üzücüdür. el ele tutuşurken, film izlerken, yemek yerken birlikte yapılan her şeyde aklınızda asıl düşündüğünüz kişi farklıdır. hele ki karşınızda ki kişinin bunun farkına varması daha da trajiktir. düşünsenize biriyle birliktesiniz siz ona, o size bakıyor. ancak bakışları soğuk, sizi görüyor ama asıl gördüğü siz değilsiniz. çünkü başkasını seviyor. yanında olmasını istediği kişi siz değil, aslen sevdiği kişi. siz onun yanında sadece bir silüetsiniz.
Bir insan kendisine bu azabı neden çektirir diye hep merak etmişimdir.
Ama düşününce sevdiği onu sevmiyorsa ne yapabilirki? Ölene kadar yalnız kalacak hali yok, belki zaman içinde sevebilirim diyerek onu sevene şans veren insandır.
yine geçmişi henüz birkaç yüzyıllık ilişki normlarına göre, atarlı facebook iletisi kalibresinde asma kesme başlamış:
"adaaaaam değildir. adamlııııqq bu değillll"
"eyşaaaaandır"
mevzubahis başka birinin müthiş kalçaları olduğu gibi basit bir gerçekle de açıklanabilir, kavuşamamakla ve hayatın devam etmesiyle de. ya da hiçbiriyle açıklanmaz çünkü isteyen istediğini yapar. işine gelmiyor, kalbini kırıyorsa şutla geç.
soyun devamını sağlayan icgüdü. kadınlar yumurtaları dolleyecek erkeği seçerken çevresel faktörler, yaş, gelir, eğitim ve fizik beğeni karar vericidir. ben seni sevsem de, ortam ve koşullar beni ona itti demek kendimize yaptığımız sublimationdur. ( yücelme ) kendimizi içinde bulundugumuz grup, sosyal sınıfta haklı gösterme, üst benligimizi (vicdanımizi) rahatlatma çabasıdır.son söz, jübilenizi yapmayın. yaptıysanız da formayı tekrar giyin. hayat devam ediyor.