dünyanın belki de en üzücü seyidir ve üzüntünüz zaman gectikce daha da artar, onun yoklugu o kadar size acı verir ki sizde yasamak istemessiniz ama bir yandan mantıgınız der; dünya böyle.. ama bi tarafınız bunu asla kabullenmez, onunla alakalı her seyde gözleriniz dolar ve etrafta kim olursa olsun aglarsınız, yoruluncaya kadar aglarsınız. iste o zaman aslında anlarsınız dünya da artık hic birsey daha fazla üzemez sizi, daha fazla aglatamaz, eger kaybettiginiz insan size herseyi ögreten, her zaman yanınız da olan, sizi oldugunuz kisi yapan insandıysa..
büyük bir ilüzyondur ayrıca. kamera hilesi ile falan gerçekleşebilir vaktiyle insanlar koca koca binaları kaybediyodu ben inanmamıştım ama inananlar vardı.
insanın acıdan burnunun direğinin sızlamasına neden olandır.aylarca konuşmadan doğru düzgün yemek yemeden yalnızca uyuyarak geçer zaman.rüyalarınızda hep yanınızdadır.uyanırsınız kocaman bir boşluk ve yüreğinize bıçak gibi saplanan sızısı kalır.gözyaşları çare olmaz az gelir.acı o kadar büyüktür ki yüreğinizi yeriden söküp atmak istersiniz. o kadar ağır gelirki yaşamanıza neden olan kalbiniz bedeninize.kısaca çaresizsinizdir.çareler sizden çok uzak.
Illa ki olmesi gerekmez aci vermesi icin. Bir insan gitmisse arkasina bakmadan, ya o sizi kaybetmistir ya siz onu. Bazi seyler ile bunun acisi bence esdegerdir, siz onu kaybettiyseniz eger.
Sonrasında susmayan telefonları, kısa cümleleri, uzun susuşları, bir yerlere bakarken dalıp gitmeleri, her kelimenin sonunda gelen yutkunuşları, iç çekişleri ve en çok da belkileri ve keşkeleri getiren olaydır. Ve bazen tek tesellin onun o soğuk bedenine yapışan gülümseme olur. Diyebilirsin ki o iyi bi yere gitti, acılarını dertlerini geride kalanlara miras bırakıp.