genellikle sonu hüsranla biten sevgidir. görmeden iletişim kurulduğunda hayalde canlanan kişi ile, sonradan karşılaşılan kişi arasında her zaman uçurum vardır. beyin hata verir.
Daha küçük yaşlarda olabilen durum. Ben de küçükken yapmıştım böyle bir şey. 3 sene boyunca aşkımdan gebermiştim. Yaş büyüdükçe insan gerçeklik aramaya başlıyor tabii.
Zaman zaman tanık olduğum ve bir zamanlar benim de yapabildiğim eylemdir. Bir yıl boyunca bir fotoğrafını bile görmeden deli gibi seven aşık olan birini görünce "gerçekten de varmış lan." dediğim olay.
Olayı ikili ilişki olarak ele alırsak abazalıktan başka bir şey değildir. iki insan birbirini görmeden, birbirine dokunmadan, birbiriyle yüzyüze konuşmadan sevemez arkadaş. Eğer aksini iddia eden varsa çıksın karşıma. Hep hüsranla biter bu ilişkiler. Çünkü ortak bir payda yok. Hep yalnızsınızdır. Sevgili başka bir şehirde siz başka bir şehirdesiniz. Akşam dışarı çıkmanıza karışır. Görüştüğünüz insanlara karışır. Neden biliyor musunuz ? O sizi sikemezken başkasının sizi hunharca sikeceğini hayal eder. Uzun lafın kısası birbirini görmeden sevme yoktur.
Ama ilahi aşk diye bir olgu vardır onu inkar edemem.
Böyle bi şey olmasına ihtimal veremezken bile içinde hatta tam ortasında olduğum durumdur.
Çevrenden biri olduğu zaman normal olarak yaptığı şeyler insana ilginç gelmiyor ya da bir şey hissettirmiyor.
Ama uzaktaysa sesi bile insanı heycanlandırıyor başka bir boyutta buluyorum kendimi bi an. O yazdığında ağzın kulaklarına varıyor.
Ama mutlu olduğunda ve ya üzgün olduğunda ona sarılarak kutlayamıyorsun ve ya boynunda ağlayamıyorsun. Dokunmak sarılmak diye bi şey de var.
Hayat bi şekilde onsuz devam ediyor. Herşeye rağmen yaşanılası..
Sonu nereye varır bilinmez yaşayıp görürüz sadece.
"...Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine
üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün
hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
Yaşamak ne güzeldir be sevgili...Sevinerek,
severek, sevilerek, düşünerek... Ve o
vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın." neden olmasın?