bugun bir cafede oturuyorum. kendi kendime sarap peynir yapıyorum. en sevdigim seylerdendir.
gordugum iki manzarayı cok sevdim.
bir boyle danscı cortes in yandan yemisi, yakısıklı uzun saclı bir adam oturdu masaya. karsına melek yuzlu, guzelce, mini bir sort giymis, ustune beyaz bir ceket giymis kadın. o kadar guzellerdi ki..
bir de boyle siyah esofman takımı giymis uzun boylu bir yakısıklı, uzun dar bir yazlık elbise giymis kumral guzelce bir kız kapıdan cıkıyordu. kız yururken adamın omzuna basını koydu. adam kıza sarıldı.
Kendinize yakıştırdığınız insanı seversiniz. Sende kendimi buluyorum falan diye goygoyunuz da meşhurdur hatta. Haliyle sevdiğiniz sadece kendinizdir.
"Kimse seni sen olduğun için sevmeyecek; herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek." (dostoyevski)
20 yaşından sonra birini gerçekten sevmeye, aşk a falan inanan varsa gitsin kendini atsın bir yerden. Evet.
bu durum galiba her an onun yanında olma isteğini ifade ediyor. ne olursa olsun nasıl olursa olsun yanında olmak. belki de ben senin yanında ben oluyorumdur.
arzularının karşılık bulduğu bir bedeni istiyorsun ve onla olmayı hayal ediyorsun. hadi diyelim oluyorsun, bu koşulsuz dediğin sevgiyi ileriye taşıyıp bir ömür onun bedenini ipotek altına da alıyorsun. tamam ama burada seni koşulsuzluğa iten, egoistlikten kurtaran, kendi hazzından vazgeçiren ne?
sen gayet de duygusal doyumun için birini kendine tamamen bağlamaya girişiyorsun ve onun varlığı, senin olduğu hissi, onla yaşadığın her şey sana doğrudan haz veriyor.
hani birinin varlığından nefret etsen, onla yaşamaya zorlanıp acı çeksen neyse ama birini gerçekten sevmenin bencilikten insanı kurtaran yanı yoktur. abartılmış duyguların hazzı gizleyen yanı olmadığı gibi, bunu toplumca makul seviyeye getirip ifade etmek aslında haz düşkünü olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. hepimiz zevk pezevenkiyiz. evet.
her baba yiğidin harcı değildir ama çok da hükmü yoktur. mesele bunu ona anlatmak, kapıları yüzüne çarparcasına kapatmaması. tek sevmekle bitseydi gidip başkasını sevmezdi en basitinden. lan haksızlık yapmak istemiyorum ama birini sevme ihtimalini de kafa atmak istiyorum. kim açtı lan bu başlığı gene?
birini gerçekten, harbi harbi, iki gözün önüne akarcasına ekmek mushaf çarparcasına sevmektir.
birini yalandan sevmek nasıl oluyor onu çok şeyedemedim yalnız.
yapmayın sevmeyin. hiç kimseye karşı sensiz yapamam tavırlarını alacak kadar çaresiz kalmayın. sevecekseniz de üsturupsuz değil adam gibi ama onsuz da hayatınıza devam edecek kadar sevin.
her 10 kezbandan 15'inin ağzından çıkan söz. birini gerçekten sevmek fiye bir şey olabilir mi sayın seyirciler? yalancıktan sevme diye bir şey mi var da gerçekten sevmek olsun? bi bitmediniz hıammına.
Eskidendi o işler.
(Kendi cinsimden olanlar için konuşuyorum)Şimdi cebinde paran, altında araban varsa sevilecek aşık olunacak adamsın. Yoksa gerisi fasa fiso.
Edit: hiç boşuna eksilemeyin bunlar acı ama gerçek.
Çık o hayal dünyasından..
Masal o pembe panjurlu evler...