eger cok sevdiginiz birisiyse, kalbinizin ortasindan ufak bir yara acilir. gormediginiz her gun o yara, buyur, buyur ve buyur. ta ki kalbinizi tamamen yara bere icinde birakana kadar. iyilesmesi cok zordur.
lakin hasretini cektiginiz kisiyi tekrar gorseniz kalbiniz cicek bahcesine donusebilir de.
bugun tam 1 sene 1 ay oldu. ve biliyorum ki o yaralar asla cicek bahcesine donusmeyecek.
Ailenden biriyse üzülmeye değer de sevgili ya da dostsa belki daha iyisini bulursun.Kimseye vazgeçilmezsin havası vermeyin.Sonra bir tarafları kalkıyor.
Bazen kendi içinde hesaplaşmaya bazense o biriyle sürekli içinde tartışmaya sebep olur. Zamanla alışılır. Fakat iç çekmek, aniden gözlerin dolması gibi çeşitli yan etkilerle ara ara dalgalara denk geldiğinizde çocuk gibi burkulur içiniz. Fiziksel çekilen acı olarak küçük parmağın bir yere çarpması gibi bir şey bu sanırsam.
eğer hala hayattaysa kişi en azından bir yerlerde yaşadığını bilerek katlanılabilecek bir durumdur. ama eğer ki bu dünyadan aniden gitmişse, ayrılmışsa aranızdan işte o zaman katlanılması çok güç hatta imkansız bir hal alır. artık kalbinin atmadığını bilmek, nefes almadığını bilmek öldürür sizi.*
acı verir insana, sadece o'na odaklanırsınız, aklınızdan başka hiç birşey geçmez, zamanınız çok güzel geçer, o an, bir daha görüşemeyeceğiz diye düşünmezsiniz bile.
davranış bozukluğuna sebep olur. "onu bir daha görmemek iyi mi kötü mü? o'na bir daha dokunmamak bir felaket mi değil mi?" türünden artı sonsuza dek giden cevapsız sorular sormaya başlıyorsun ve en kötüsü de bu sorulara ve bu görmemek fikrine de alışıyorsun. kabulleniyorsun durumu en saf halinle. bu ikiniz için de daha iyi neticede. ama umut tüm bunları piç edip tekrar sahne alıyor ve sana, bana, sevgimize olanlar oluyor.
her saniyeyi değerlendireyim derken o duyguyla pekte bir şey anlaşılmaz yaşanan son dakikalardan.ama bence daha kötüsü birini bir daha göremeyeceğini bilmemektir efendim. bu sebepten herkesle güzel ayrılmak gerek.