karşısında durup ağlamaklı bir ifadeyle onu sevdiğini söyledikten sonra, titrek ellerini havaya kaldırıp, kollarını sonuna kadar gerip sımsıkı sarılmanın hayalidir. fakat ne var ki hayal sona erdiğinde karşıda sadece kurumaya yüz tutmuş bir yaprağın, rüzgarla dansı vardır.
sevgiliye sarılmaktır aslında doğrusu. en umutsuz olduğun anda, en çekilmez olduğunu düşündüğün anda, içinde kabaran en belirgin dürtü. yorulursun sarılmak istersin, hayat zor gelir başını dayamak istersin onun omzuna. öyle ki onunla kavga edersin yine de sarılmak istersin.
Yağmurlu sonbahar günlerinde yalnızlıktan ancak cepleri dolduran ellerle birinin elinden tutarak kendine doğru çekip, kolları bedenine sımsıkı sarmak istemek. Fakat yalnızca istemekle yetinip, yalnızlığa, sessizliğe boyun eğip yalnız yağmur damlalarının artık boğucu gelen sesiyle sonunu bilmeden yürümek.
Bazen sevişmekten daha iyi gelen eylem. Bak sevişmek diyorum, seks yapmak değil. iyi ve güven veren sıkı bir sarılma insana kendini daha iyi hissettirir.
Adam gibi adamların uzun yalnızlıklar sonucu istediği eylem. Ne kadar sevmeyi sevilmeyi özlediğini açıkça ifade eden istek. Hadi gidin sevdiğiniz kıza herşeyi söyleyin ne kaybedersiniz? Sevilmek iyi eder insanları. Belki bugün dönüm noktanız olur ve artık yağmurlarda yalnız islanmazsiniz ?
bir çok sevilen kişiye sarılmak değildir. öyle kimseye sarılma isteğim de yok lan. duygusal başlıklar açıp durmayın canım sıkkın zaten. güneş denizi nerdeyse kucaklıyor, insanlar, caddeler cıvıl cıvıl, herkes dışarda. ben sabahki dersin bıraktığı yorgunluk ve sırt çantasıyla karanlık metro istasyonlarına dalıp eve geldim. öyle acayip uyuz oluyorum, bu hayata, canımı sıkıyor.
beynin zor durumda kalınca yastık kucaklamak veya kollarını bağlamak gibi refleksimsi hareketler yapmasına yol açan istek.
(bkz: en büyük terör sevgisizlik)