aslında her insanın içinde birazcık da olsa sadistlik olduğunun bir kanıtı. Birine kırılıp, belki de tam olarak ne dediğini anlamadan, karşı atağa geçmeye çalışmak. yapılan sadece onu da üzmek... yani bir çözüm arama değil sakın yanlış anlaşılmasın, nedenine gelince o kadar sıradan bir karşılığa alışık değil bünye.
karşıdakini üzmeye çalışarak amaç ne kadar üzüldüğünüzü ona göstermek midir ben bilemedim. anlayan beri gelsin.
en çok yaşanılanı ise birbirine değer veren karşı cinsler arasında olanıdır bu durumun. bir önceki gün karşısındakini ne kadar sevdiğinden bahseden bünye, ertesi gün yanlış anladığı bir mevzu üzerine giderek, o hani çok sevdiği kişiyi üzmeye çalışıyor. ben de şimdi inandım bu aşk yalanına. aşk bu mudur ulen demek istiyorum böylesine. yoksa sadece filmlerde miydi, sen yeter ki mutlu ol demeler, yıllarca onun mutluluğu için çaba sarfetmeler. kandırıldık mı yoksa biz de farkında mı değiliz. doğarken mi taktılar bu pembe gözlükleri gözümüze?
sevgiyi, aşkı sindirememiş toy bünyelerin gereksiz çabası sadece. oysa böleleri bilmez ki üzmeye çalıştıkları kişiler neden üzülüyorlar. sanırlar ki 'üzebildim, başardım'ın altında kendi zaferleri vardır. oysa üzülen bünye kendisine kızar karşısındakine değil. ne kadar yanlış tanımışım, ne kadar safmışım diye. evet üzülenler gerçekten saftırlar, bu dünya onlar için fazla kompleks ve zordur. bu zorlu parkuru bitirebilmek içinse, doğru bir yol arkadaşı seçmekte yarar vardır.
mesela bir kız arkadaşınıza kızdınız daha önce arkanızdan iş cevirdigini ögrendiniz (vakti zamanında onca göz yaşının sebebi megerse canım dedigin o insanmış) işte o zaman onu üzebilecek en kötü sey 5 yıldır platonik delilercesine aşık oldugu insan evldanı gidip kuzeninize ayarlamaktır ( kuzi ve erkek arkadaş gercekten birbirlerini sevmişlerdir) , işe yarar gercekten üzülür ,deneyebilrsiniz.. (bkz: kötüyüm ben kötüyüm)