birine değere verirsem, tam anlamıyla değer veririm. hayatında kimseden görmediği kadar değer görür tarafımdan. en ince ayrıntısına kadar iyiliğini düşünürüm. kendisinin bile aklına gelemeyecek kadar ince ayrıntılar. bir de güvendiysem, tamam. hayatımın en içinde, değerli bir yerinde. kimsenin umursamadığı kadar umursarım. aklı şaşar. şaşırıyor da. bu kadar şeye ben sadece ufak karşılıklar bekliyorum. bunlar yerine suistimalle ya da salak salak hareketlerle karşılaşırsam her şey donuyor. daha az umursuyorum. bırakmıyorum. son nokta ne mi? en kaba tabirle artık ben de siklemiyorum. kimsenin annesi değilim. bana hak ettiğim değeri vermeyen insanlarla da daha fazla uğraşamam.
Birine vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde ilk vazgeçtiği kişi siz olursunuz. Sakın çok değer verdiğinizi hissettirmeyin derim. (bkz: yaşanmış hikaye)
Hak eden biriyse na ala. Haketmiyorsa vermeyin, çünkü gidiyorlar. Bir anda yok oluyorlar. Siz ise ona verdiğiniz değerle kalakalıyorsunuz. Ne yapsanız boşluğu dolmuyor, ondan sonra kimseye değer vermek istemiyorsunuz. Sonra ise yalnız kalıyor, yıkılıyorsunuz.
başkalarına dağıttığınız bu değeri, kendinize verdiğiniz değerden kopardığınız bir parça gibi düşünün, biraz ona ver biraz buna ver derken, kendinize verdiğiniz değer sürekli azalır, hatta öyle bir noktaya gelirki bir bakmışsınız cepte dağıtacak değer kalmamış, anlarsınız ki başkalarına veya başkasına (çoğul olmak zorunda değil) o kadar çok vermişsiniz ki kendinize hiç değer vermez, hiç saygı duymaz bir hale gelmişsiniz. işte bu boktan bir durumdur.
ihtiyaçtan doğan bir durumdur bu. sonuçta, insan değer verdiği insana güvendiği için vermektedir ve karşı tarafında aynı şekilde kendisine değer vereceğini, yanında bulunacağını hissetmektedir. sosyal bir hayvan olan insanın yalnız yaşamayacağı ortadadır. buradaki aşırıcı derece noktasına değinirsek; bu da dostluktur hacı. evet kimi zaman elinizde patlar ama patlayana kadar asla "acaba haddinden fazla mı değer veriyorum?" demezsiniz. gün gelir yamuğa uğrarsınız, verdiğiniz değerin karşılığını bulamamış olursunuz. işte o zaman ya değer verdiğiniz kişiyi değiştirir ya da bir şans daha vermeyi seçersiniz.
değer kabartma tozuna benzer ne kadar dozda verirsen karşılığında değer verdiğinin biryerleri şişer.
ama insanoğlu pasta gibi değildir, şiştikçe güzelleşmez,
miğdene değil kalbine oturur nefes alamazsın.